Page 185 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 185
Unutulmuş Pragmatik Bağlar:
Mahkeme Kararlarının Dilsel, Sosyal ve Argümantatif Koşulları
17
gerektirmektedir. “Takdir yetkisi kavramı” , hukuk uygulayıcısının kişisel
görüşünü dahil etmesi ve ancak bu şekilde somut olay adaletine uygun bir
kullanımı mümkün kılması bakımından belirsizlik ve değer temelli olmanın
sınırlarını aşmaktadır. Bu istisnalarla bir karşılaştırma yapıldığında hukukun
dilsel işlevinin kuralı olarak kabul edilen şey, bir kez daha açıklığa kavuşur:
Hukuk; hâkimin değerlendirmelere gerek olmaksızın, ki bu sırada bir altlama
otomatının (mümkün kıldığı) objektif bir yaklaşıma işaret eder, uygulayabil-
diği kanunun içerisinde yer alan kavramlarda açıkça önceden belirlenmiştir.
Bununla birlikte klasik yorum öğretisi hem bir dilsel anlam teorisi
hem de hukuki eylemi gerekçelendirme modelidir. Ancak bu seçkin
görünümlü teorinin zayıf bir noktası vardır. Bu teori, metnin tam ve
kendisiyle özdeş lafzi anlamının, daha sonraki çıkarımlar ve hukuki
kararlar için kesin bir çıkış noktası olarak belirlenebileceği varsayımı-
na dayanır. Değişmez bir lafzi anlam varsayımı, hukuki gerekçelen-
dirme meselesini hâkimden alarak objektif bir otorite olan kanuna
iteler. Mevcut karara yön veren tüm durumlar “normatif” olarak belir-
lenirse, klasik öğretide bu normatiflik hem kararın süjesinden hem de
argümantasyon sürecinden tamamen ayrılır ve dile yansıtılır. Burada
dil, hukukun süjesini ve normatifliğin kaynağını oluşturur. Böylece
hukuk dili teorisinin temel tespitleri fark edilebilir: Dil, hukukçuların
gözünden nesnel, atomistik ve normatiftir. Dilin nesnel oluşu, konuş-
macıdan bağımsız olduğu ve tıpkı doğa gibi konuşmacıya önceden
sunulduğu anlamına gelir. Atomistik olmakla kastedilen, anlamın yal-
nızca kelimelerle bağlantılı görüldüğü ve bir bütün olarak dil ve dünya
sisteminden büyük ölçüde bağımsız olarak belirlenebilmesidir. Nor-
matif oluş ise “doğru” anlamın dilde bir sınır çizdiğini varsayan bir
anlam teorisini ifade eder.
Dilin tüm bu beklentileri karşılayıp karşılayamadığı tartışmalıdır.
Anlam normatif değildir ya anlaşılır ya da anlaşılmazdır. Dildeki te-
17 Daha fazla açıklama için ayrıca bkz., a.g.e, s. 260 vd., dn. 123, ayrıca bkz.
Kramm, Rechtsnorm und semantische Eindeutigkeit, 1972, s. 78 vd.
183