Page 200 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 200

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        Bu soruya olumlu cevap vermek kolaydır. İroni şüphesiz, akla gelebi-
                        lecek ilk olasılıktır. Wittgenstein için de bu çok açık bir şekilde retorik
                        bir sorudur, çünkü hemen ardından soru sormayı sürdürür: “Ve bunun-
                                                                                        67
                        la birlikte ne yapıyorsun? Ve bunu yapmanın tek bir yolu mu var?”
                            Durumun böyle olmadığı, kırmızıya dönen bir trafik ışığını  haber ver-
                        mek için  “yeşil” kelimesinin üstünkörü ve rahatsız edici bir şekilde kulla-
                        nılması örneğine bakıldığında görülür. Olası anlamlandırma, konuşmacının
                        telaşla yaptığı basit bir dil sürçmesi varsayılarak başlamış olur. Ancak ko-
                        nuşmacı tamamen sakin olsa ve ayrıca olay tekrarlanıp konuşmacı “ne güzel
                        bir yeşil” kelimeleriyle dikkatimizi bir yayanın kırmızı bluzuna çekse bile,
                        henüz semantikle işimiz bitmiş olmaz. Bunun sebebi yalnızca, tekrarlar sa-
                        yesinde  genel  olarak  bunun  bir  tesadüf  olmadığını  çoktan  bize  göstermiş
                        olması  değildir.  Görünüşe  göre  bizim  için  yeşil  neyse  konuşmacı  için  de
                        kırmızı tam olarak odur. Konuşmacının aklı başında olmadığını iddia etmek
                        için hiçbir sebebimiz olmadığına göre, yalnızca renk körlüğünden muzdarip
                        olduğu  sonucuna  varılır.  Dolayısıyla  onun  için,  renk  sözcüklerini  dağıttığı
                        gri  tonlarından  oluşan  bir  dünya  vardır.  Ve  bize  kendisini  bu  doğrultuda
                        ifade ettiği durumlara dayanarak, konuşmacı için bir bakıma “kendi dilinde”
                        “yeşil” kelimesinin adeta bizim dilimizdeki ve ifade şeklimizdeki “kırmızı”
                        kelimesinin  yerini  aldığını  kesin  olarak  kabul  edebiliriz.  Özetle,  onun  için
                        “yeşil”,  kırmızı  anlamına  gelir.  Fakat  bununla,  henüz  trafik  ışıklarındaki
                        uyarıyı  izah  etmiş  sayılmayız.  Çünkü  mekânsal  konumu  sebebiyle,  konuş-
                        macımız elbette üstteki ışık sinyalinin “dur” demek olduğunu bilir. Böylelik-
                        le şu an konuşmacımızın bir nebze kendisiyle alay ettiğini fark edebiliriz.
                            Durum  tüm  tuhaflığını veyahut  sadece  yanlışlığını  yitirmiş  olur.
                                                              68
                        Anlam, holistik yaklaşım olarak görülür . Buna göre, “dilsel bir birim



                        67    Wittgenstein’ın bu örneği için bkz. Wittgenstein, Philosophische Untersuchun-
                            gen, 1984, § 510.
                        68    Detaylar  için  bkz.  Mayer,  Semantischer  Holismus.  Eine  Einführung,  1997;
                            ayrıca  bkz.  Schädler-Om,  Der  soziale  Charakter  sprachlicher  Bedeutung  und
                            propositionaler Einstellungen, 1997, s. 35 vd.

                        198
   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205