Page 39 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 39

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                        le ilişkin bir model söz konusudur. (Bkz. aşağıda daha ayrıntılı olarak
                        B., s. 55 vd.).

                            A.  Monolojik-Hâkim Merkezli Model

                            Hukuki  gerekçelendirme  teorisi  başlangıçta  yargısal  kavrayışın
                        monolojik bir modeli olarak doğmuştur. Her ne kadar sosyal bir ku-
                        rum olarak hukuk, iletişimden oluşsa da ve yargılamaya çatışma pers-
                                                           4
                        pektiflerinden  (Konfliktperspektive)   faydalanmak  suretiyle  hukukun
                        oluşumunda açıkça merkezi bir önem atfedilse de, bu modelde pers-
                        pektif hâkimin şahsından kaynaklı farkındalık (Bewusstsein) ile sınır-
                        landırılmıştır. Hâkim süjesi (Richtersubjekt) ve kanunda ortaya konan
                        hukuki düşünce zıt kutuplardır. Diğer katılımcılar (yargılamanın taraf-
                        ları, avukat, savcı vs.) ve bir bütün olarak yargılama süreci bunun dı-
                        şarısında kalır.

                            Ⅰ.  Metodolojik Bilgi Olarak Gerekçelendirme

                            Klasik öğretiye göre davaya ilişkin hükme kanunda zaten yer ve-
                                                                        5
                        rilmiştir. Bu görüş genellikle hukuki determinizm  olarak adlandırılır,
                        çünkü tek doğru kararın zaten sabit olduğu ve kanunun kendisi tara-
                        fından belirlendiği varsayılır. Meşruiyet için hiçbir gerekçeye ihtiyaç
                        yoktur,  sadece  kanun  metnine  işaret  edilmesi  yeterlidir.  Kanaatler
                        hakkında tartışma ve müzakere de gerekli değildir. Yargılama süreci
                        yalnızca, mantıksız kişiyi bir kanaate sevk etmeye yarar. Dolayısıyla
                        hükmün gerekçesi de tam anlamıyla bir kararı gerekçelendirme amacı
                        taşımamakta, yalnızca kararın doğruluğunu göstermeye hizmet etmek-
                        tedir: “Keza (doğru) kararın hâkime kanun tarafından sunulduğu dü-
                        şünülüyorsa, o zaman bunun gerekçelendirilmesi ancak yargı kararı-
                        nın, yasama organının kararını yeniden ürettiğini kanıtlamaktan ibaret


                        4    Ayrıca  bkz.  Luhmann,  Konflikt  und  Recht,  in:  ders,  Ausdifferenzierung  des
                            Rechts, 1999, s. 92 vd.
                        5    Bu terim hakkında bkz. Neumann, Juristische Argumentationslehre, 1986, s. 3
                            vd; Brink, Über die richterliche Entscheidungsbegründung, 1999, s. 209.

                                                                                         37
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44