Page 248 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 248
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
B. Sosyal Koşullar: Pratik Yargılama Usulü Nasıl Bir Rol
Oynamaktadır?
Hukuk dili teorisi, dilin yorum gerektirmeyen yegâne bir tanım-
lamasının mümkün olduğunu varsaymıştır. Böylece hukuk dili teorisi,
normalde teolojinin ana kahramanına özgülenmiş olan mutlak bir göz-
lemci konumunu kendisi için uygun görmüştür. Ancak esasen her so-
mut olaydaki hukuki çalışma, dil olayıyla ayrılamaz bir biçimde iç
içedir. Hukuk dili teorisinin dili gözlemleme kapasitesi gerçekleşen,
dil olayına dair karmaşıklığın oldukça gerisinde kalmaktadır. O halde
şu soru sorulmalıdır: Mutlak bakış açısı bir kenara bırakıldığında dilin
hukuki kararları yönlendirmek için nasıl bir gücü olabilir?
Dilde Arşimet noktası olmadan, hiçbir kesin veri sunulamaz. Dil-
sel gözlemler ve düzenlilikler hakkında her daim tartışılabilir ve daha
iyi alternatifler üretilmeye çalışılabilir. Ancak bu sadece dilbilimsel
bir analizde değil, aynı zamanda hukukçu olmayan bir kişi tarafından
yapılacak ciddi bir incelemede de zordur.
Fakat bu husus, mutlak bakış açısının bir kenara bırakılmasının
ardından dilin, hukuki çalışmanın dirençli ve karmaşık bir materyali
olarak mevcut olduğu anlamına gelmektedir. Hatta dilin, ilk etapta
hukuki çalışmalarda ortaya çıktığı bile söylenebilir. Çünkü klasik hu-
kuk dili teorisi nesnel verilerini gerekçelendirmek zorunda değildir.
Tanrı’nın gözlerine sahip olan herkesin, anlamı hemen algılayabile-
ceği iddiası yeterlidir. Fakat böyle bir “ya hep ya hiç” argümantasyo-
nu risklidir. Böyle bir argümantasyon ya ikna edicidir, (yani) muhalif
kişi ellerini kaldırır, gözlerini semaya çevirir ve yenilgiyi kabullenir
ya da bir provokasyon aracı olarak etki eder. Bu sebeple hukuki karar-
larda dilsel argümanlara az rastlanır. Ve anlaşılır argümanlar şeklin-
Çevirmen notu: Yazar burada ‘Tanrı’nın gözleri’ ifadesini tanrısal bir bakış
açısına sahip kişiler için kullanmıştır.
246