Page 14 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 14
ÖN DEYİŞ: GEREKÇELİ KARARLARIN VERİLMESİ
Brian Dickson tarafından 1981’de yapılan bir konuşmada güçlü bir şekilde dile getirilen bir
istek yatmaktadır: “Gerekçeli kararlarımız tüm Kanadalıların hayatlarına dokunuyor. Hukuki
bilgisi olsun ya da olmasın bu kararları okuyan herkes için anlamı aktarmalıdırlar.” [“An
Address on Judgment Writing, July 2, 1981” (“Karar Yazımı Üzerine Bir Konuşma, 2
Temmuz 1981”), Kanada Adalet İdaresi Enstitüsü].
Gerekçeli kararlar, anlamı aktarabilmek için her şeyden önce açık olmalıdır ve açıklık, bu
kitap boyunca temel amaçtır. Açıklık, en önemlileri tutarlılık (bir belgenin her düzeyinde
etkili organizasyon) ve özlülük olan, birbiriyle örtüşen birçok niteliğe bağlıdır. Tamamen
ikna edici olması için bir gerekçeli kararın, açık, tutarlı ve özlü bir yazımın sonucu olarak
genellikle doğal şekliyle ortaya çıkan güvenilir bir insan sesini de somutlaştırması gerekir.
Açık olmayan yazım, ikna edicilikten uzak olmaya mahkûmdur. Her ne kadar bazı gerekçeli
kararlar, kendi bağlamları dışında zevkle okunabilen edebî belge statüsüne ulaşsa da hâkim-
lerin zarafet veya belagat arayışına girmelerine gerek yoktur. Edebî süslemeler, aslında
genellikle sesin hem netliğini hem de güvenilirliğini tehdit eder.
Özetle hâkimlerin çok çeşitli hedef kitleler için etkili bir şekilde yazmaları ve onlarla ileti-
şim kurmaları beklenir. Eğer bu bir yük ise kaçınılmaz bir yüktür ve başarıyı da beraberinde
getirir. Yazım sürecine ciddi bir şekilde katılmaları sadece okuyuculara değil yazarların
kendilerine de fayda sağlar. Herkes bir noktada, klişe hâline gelmiş bir konuyu öğretmeye
çalışana kadar asla onu tam olarak anlamadığımız gerçeğini keşfeder. Bir hedef kitlesi için
yazmak da aynı etkiye sahiptir: Düşünceyi disipline eder. On sayfalık bir gerekçeli karar
yazan ve sonuç ile ilgili olarak düşüncesini değiştiren hâkimler hakkında birçok hikâye
dinledim. Yazma süreci kaçınılmaz olarak döngüseldir: Düşünürüz, taslak hazırlarız, tekrar
düşünürüz, tekrar taslak hazırlarız ve her seferinde ideal olarak açık ve güvenilir olmaya
daha da yaklaşırız. O hâlde yazmak için çok çalışmanın, yalnızca iletişim kurma yeteneğini-
zi geliştirmesi değil aynı zamanda hukuk anlayışınızı derinleştirmesi de olasıdır.
Yazılı veya Sözlü Kararlar?
Haklı olarak zamanlarının çoğunu yazılı değil de sözlü kararlar vererek geçiren bu el kitabı-
nın okuyucuları, yazma konusuna yönelik bir kitabın faydasını sorgulayabilirler. Yazma
sanatına dikkat etmenin bu tür okuyucular için bile neden faydalı olabileceğine dair üç neden
belirtmek istiyorum.
İlk ve en belirgin neden, bir hâkimin, belirli bir davanın ne zaman yazılı gerekçeleri ge-
rekli kılacak kadar karmaşık ve önemli hâle gelebileceğini asla bilemeyecek olmasıdır. Etkili
yazma sadece bazı durumlarda önemli olsa bile ciddiye alınmalıdır.
İkinci bir neden, sözlü karar olarak adlandırılan pek çok kararın bile yazmayı gerektirme-
sidir. Kararın gerekçelerini sözlü olarak ifade etmek üzere otuz dakika ayırırsanız ne kadar
basit türden bir karar olursa olsun sonuçta yazmış olursunuz. Davayı dinlerken hazırladığınız
bir taslak veya genel hatları belirten bir metinde yer alan sözlü gerekçeleri ara vermeksizin
sunmanız hâlinde de aynı durum geçerlidir. Notlar almaksızın doğaçlama olarak verilen
“doğru” sözlü kararların dahi nesir hayaletlerinin dolaşıp katillerine musallat olmak için geri
dönmeleri gibi bazen yazılı şekilde transkriptler olarak yeniden ortaya çıkma olasılıkları
yüksektir. Temyiz mahkemelerinde sözlü kararların, okuyucuların önüne konulduklarında
yazılı olarak ortaya çıktıklarını hatırlamakta fayda vardır.
xiii