Page 13 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 13
ÖN DEYİŞ: GEREKÇELİ KARARLARIN VERİLMESİ
insan sesi, başarılı olsun ya da olmasın inandırıcı olmalıdır. Retorik güvenilirlik, uzun vade-
de gözlemlenen ikna ediciliktir.
Meşru veya gayrimeşru her türlü ikna, hedef kitlenin anlaşılmasını gerektirir. Yazı kimin
için yazılıyor? Bu, gerekçeli karar yazımındaki en zor sorulardan biridir ve bu yazım türünü
diğer yazım türlerinin çoğundan daha zor hâle getiren sorulardan biridir. Bir Shakespeareci
olarak neredeyse yalnızca diğer Shakespeare akademisyenleri ve ileri düzey öğrenciler için
yazıyorum. Okurlarım, ortak varsayımları ve ilgi alanları olan birbirine sıkı sıkıya bağlı bir
topluluktur. Hâkimler, sık sık değişen ve potansiyel olarak sınırsız olan izleyici kitleleri için
yazarlar. Bazı durumlarda kendinizi ağırlık olarak sanığı veya şikâyetçiyi, bazı durumlarda
avukatı, bazı durumlarda ise İstinaf Mahkemesini düşünürken bulabilirsiniz. Kimi gerekçeli
kararları yazarken tek bir okuyucu (örneğin belirli bir tanık) bir veya iki paragraflığına bilin-
cinize sıçrayıp sonra ortadan kaybolabilir. Bir gerekçeli kararı yazdıktan çok sonra hiç aklı-
nıza gelmeyen okuyucular tarafından alıntı yapıldığını görebilirsiniz: gazete okuyucuları,
hukuk öğrencileri, devlet bürokratları, internet tarayıcıları, hatta İngilizce profesörleri. Çok
az yazarın bu kadar çeşitli ve değişken hedef kitlesi vardır.
Bu hedef kitleye ulaşma yargısal yükümlülüğü, Saygıdeğer Ian Binnie tarafından gerekçe-
lerin yeterliliğine ilişkin iyi bilinen bir gerekçeli kararında güçlü bir şekilde ifade edilmekte-
dir:
Gerekçeli kararların verilmesi hâkimin rolünün doğasında vardır. Bu, makamın gerekleri-
nin yerine getirilmesiyle ilgili sorumluluğunun bir parçasıdır. En genel anlamıyla bir karar
için gerekçe sunma sağlama yükümlülüğü geniş anlamda halka karşı bir borçtur.
Suçlanan bir kişi, neden bir mahkûmiyet kararı verildiğine dair tereddütte bırakılmama-
lıdır…
[R. v. Sheppard, (2002) S.C.J. No. 30, (2002) 1 S.C.R. 869, 2002 SCC 26, paragraf 55
(S.C.C.)]
Hâkimler, makamlarına, temyiz mahkemelerine, genel olarak halka ve her şeyden önce
“hakkında mahkûmiyet kararı verilen” “suçlanan kişiye” karşı sorumludur. Sorumlu olmak
için erişilebilir olmaları gerekir. Ne temyiz mahkemeleri ne de genel okuyucular anlayama-
dıkları gerekçelerin geçerliliğini değerlendiremezler. Hâkimler bir şekilde sadece hukuk
alanında uzman olabilecek okuyucularla değil aynı zamanda hukukun kendileri için bir
gizem olabileceği okuyucularla da iletişim kurmalıdır.
Böyle bir durumda bir yazar ne yapmalıdır? Bu el kitabının argümanı ortaya çıktıkça güç-
lenecek ve umarım haklı çıkacak birkaç genel öneriden bahsetmek istiyorum. İlk olarak bir
hedef kitleniz olduğu gerçeğini asla gözden kaçırmayın. Genellikle bir davanın tüm ayrıntı-
larını kontrol altında tutmak için uğraşırken okuyucuların varlığını unutmak kolaydır. İkinci-
si asla hukukçulardan oluşan bir hedef kitle için yazmayın; hukukçunun içindeki insan için
yazın (iyimser olun). Üçüncüsü şaşırtıcı derecede nadir görülen bazı noktalarda hedef kitle-
nizi daraltmanız gerekebileceğini bilerek uzman olmayanlara ulaşmayı hedefleyin. Meslek-
ten olmayan bir hedef kitle için yazarsanız, yasal teknikleri kullanma yönünde kolayca vites
değiştirebilirsiniz; hukukçular için yazarsanız, sonsuza dek hukuk diline hapsolmuş kalırsı-
nız. Dördüncüsü davayı kaybeden tarafın ayırt edici ihtiyaçlarını aklınızdan çıkarmayın. Bu
önerilerin her birinin arkasında eskiden Kanada Yüksek Mahkemesi Baş Hâkimi Saygıdeğer
xii