Page 322 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 322

6.8 Yabancı Hukuk                                                   303

                            fından, hukukun bazı dallarında mevzuatın yeknesaklığını sağlamak mümkün olma-
                            sa  bile  1974’te  İskandinav  ülkelerindeki  kanunları  birbiriyle  uyumlulaştırmak  için
                            çaba sarf edilmesi gerektiğini belirten bir tavsiye kararı yayımlanmıştır. İskandinav
                            ülkelerinin adalet bakanları, hukukun uyumlulaştırılmasını geliştiren bir ilişkiler ağı
                            kurmuştur  (karşılaştırma  için:  Korte  1984,  712  ve  devamı).  Bu  gelişmenin  aşikâr
                            olan siyasi yönleri ile ilgili yorum yapmak niyetinde değiliz. Felsefi bir bakış açısın-
                            dan, en önemlisi yeknesaklık değeri ile hukukun belirli durumlara esnek bir şekilde
                            uyarlanması değeri arasında sürekli var olacak gerilimdir.
                            Uyumlulaştırma önlemleri, ilgili ülkelerde hukuki yorumlama konusunda karşılıklı
                         ayarlamalar yapılması arayışına yönelik girişimlere yol açabilir. Bu nedenle, yeknesak
                         İskandinav kanunlarının yorumlanması, belirli ülkelerde oldukça benzer olma eğilimin-
                         dedir (karşılaştırma için: Eckhoff 1987, 256). Bununla birlikte, deniz hukuku dışında
                         ortak bir İskandinav içtihadı gelişmemiştir (karşılaştırma için: Sundberg 1978, 188).
                            İktibas (Reception), yabancı hukuk otoritesinin aşırı bir durumunu teşkil eder. Yabancı kanunlar
                            başka bir ülkede yürürlükteki hukuk olarak kabul edilebilir. Böylece geç Roma dönemindeki
                            kanunlar ve Roma hukukunun diğer kaynakları, birçok Avrupa devletinde büyük ölçüde etkili
                            olmuştur.  Altıncı  yüzyılda  İmparator  Justinianus  tarafından  gerçekleştirilen  kanunlaştırmanın
                            12., 13. ve 14. yüzyıllarda glossatorlar ve postglossatorlar tarafından yapılan çalışmaları ve 19.
                            yüzyıl gibi yakın bir tarihte Alman pandektistleri tarafından yapılan çalışmaları nasıl etkilediği-
                            ni hatırlamak yeterlidir. Bu şekilde, Roma hukuku da diğer ülkelere ek olarak Almanya, Avus-
                            turya ve Hollanda’da kabul edilmiştir. Daha sonradan örneğin Japonya, Çin ve Türkiye’de, Al-
                            manya ve İsviçre kanunları kabul edilmiştir. İngiltere’de doğan Anglo-Sakson hukuk sistemi,
                            Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve hatta kısmen Hindistan, Doğu Afrika vb.de
                            geniş çaplı olarak kabul edilmiştir; Fransız medeni kanunu birçok ülkede (diğerlerinin yanı sıra
                            Polonya’nın bir bölümünde  vb.) kabul  edilmiştir. Bu  kanunların menşe  ülkedeki yorumunun,
                            kanunları benimseyen ülkelerdeki yorumlanma şeklini etkileyebileceği açıktır.
                         Bununla birlikte, bu tür özel sorunlara değinmeyecek ve dikkatimizi “ortalama” iç hu-
                         kukun yorumlanmasında yabancı hukukun rolüne yoğunlaştıracağım. Yabancı kanunla-
                         rın ve bunların yorumlanmasının otorite dayanakları olarak bir miktar etki kazanması
                         için hukuki kuralların uyumlulaştırılması vb. şart değildir. Örneğin yabancı bir karar,
                         yalnızca  iyi  bir  şekilde  gerekçelendirmiş  olduğu  için  değil  aynı  zamanda  saygın  bir
                         mahkeme tarafından verilmiş olduğu için de dikkate değer olabilir. Özellikle yabancı bir
                         bağlamda seçilen kanunların anlamlandırılması, karşılık gelen yerel kanunun benzer bir
                         şekilde anlamlandırılması için bir tür destek olarak önerilebilir.
                            Örneğin Fransız ve Alman medeni kanunları ve bunların yorumlaması, bu kanunları yürürlükte-
                            ki hukuk olarak kabul etmeyen bazı Avrupa ülkelerini etkilemiştir. İsveç’te, kanunların hem ya-
                            pılması hem de yorumlanması, en azından 17. yüzyıldan günümüze kadar yabancı kanunların-
                            dan  ve yabancı  hukuki  yazımdan değişik  ölçülerde  etkilenmiştir.  Yazıları  sonucunda  yabancı
                            hukukun İsveç’te yasa yapma sürecini ve yargısal uygulamaları etkilemesini sağlayan 17. ve 18.
                            yüzyıllardan kalma büyük İsveçli hukukçulara (Loccenius, Rålamb ve diğerleri) atıfta bulunmak
                            yeterlidir. Richert’ın 1826 ve 1832 yıllarındaki ünlü kanun teklifleri (karşılaştırma için: aşağı-
                            daki bölüm 6.9) ve takip eden dönemdeki İsveç kanunlarının büyük bir bölümü de kısmen ya-
                            bancı hukuku (temel olarak Fransız ve daha sonra Alman ve Anglo-Sakson hukuk sistemi kö-
                            kenlerini) model almıştır.
                         Bununla birlikte, yabancı hukuku yerel hukuk bağlamında bir otorite dayanağı olarak
                         ele alırken hukuki araştırma ile hukuki uygulama arasındaki farka dikkat edilmelidir.
                         Bir  hukuk  araştırmacısının,  yabancı  hukuktan  destek  almaya  çalışması  son  derece
                         doğaldır. Bir hâkimin ise uygulamakla yükümlü olduğu iç hukuk ile yabancı hukuk
                         arasındaki farkı daha iyi bilmesi gerekmektedir. Ayrıca bir hâkimin, yabancı hukuku
   317   318   319   320   321   322   323   324   325   326   327