Page 70 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 70

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        ha geniş bir yorumlama veya somutlaştırma, ancak sözlükteki ifadeyle
                        çelişmediği ve bu şekilde çizilen sınırı ihlal etmediği sürece mümkün-
                        dür. Yorum sorunlarını sözlüğe bakarak kısa ve öz bir şekilde karara
                        bağlama ya da her halükârda anlam çeşitliliğine kesin sınırlar koyma
                        şeklindeki bu hukuki nosyon, zımnen belirli bir anlam konseptinden
                        yola çıkar. Buna göre anlam statiktir, kelimenin kendisine bağlıdır ve
                        sadece dışsal olarak vuku bulan kullanım durumundan bağımsızdır.

                            Bu  anlayışın  sorgulanabilir  “kelime  semantiğinin”  önkoşulları,  hukuki
                                              95
                        tartışmalarda  Hegenbarth   tarafından  hali  hazırda  ayrıntılı  olarak  eleştiril-
                        miştir, bu nedenle kelime semantiği ve metin arasındaki ilişkinin ortaya ko-
                        nulmasına lüzum görülmez; bu ilişki göz ardı edilebilir. Ancak her şeyden
                        önce, dilbilimsel bir bakış açısından, sözlüksel (lexialisch) anlamın sınırlayı-
                        cı etkisinde varsayılan tek anlamlılığın (Eindeutigkeit) kelimenin kendisine
                        bağlı olduğu iddia edilemez. Tek anlamlılık en fazla, somut olayda ifadeler
                                                                96
                        zincirinin  belirli  bir  kullanımının  sonucudur .  Somut  olayda  bir  tartışma
                        topluluğunun belirli bir anlam yüklemesinin açıklığı ya da şüphe barındırma-
                        sı hakkında karar vermesini sağlayan sosyal deneyimin yapısal mekanizma-
                                                                                  97
                        ları, tek kelimeyi aşar ve sadece bu kelimeden çıkarım yapılamaz.  Bu nok-
                        tada, yanlış anlaşılan kelime semantiği asıl sorun bile değildir. Daha ziyade,
                        hukukçuların semantik konusunda çalışırken sözlük içeriğini (Lexioneintrag)
                        normatif hale getirme eğiliminde olmaları bir sorun teşkil etmektedir.
                            Fakat  sözlükte  dilin  sınırları  değil,  sadece  kullanım  örneklerine
                        ilişkin anlatımlar (Gebrauchsbeispielerzählung) yer alır. Bu örnekler
                        paradigmatik olarak kullanılmaktadır ve var olan veya ampirik olarak
                        basitçe tespit edilebilir bir kurala kolayca dönüştürülemez. Sözlükbi-







                        95    Kelime  semantiğinin  eleştirisi  için  bkz.  Hegenbarth,  Juristische  Hermeneutik
                            und linguistische Pragmatik, 1982, s. 86 vd.
                        96    Bkz. Busse, Historische Semantik, 1987, s. 55.
                        97    A.g.e., s. 57. Ayrıca bkz. söylemlerin rolüne ilişkin 9. Bölüm.

                        68
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75