Page 7 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 7

vi                                                                Ön Söz

                         Peczenik’in Hukuk ve Muhakeme Üzerine adlı eserinin ilk baskısından sonra, bu önemli
                         kitapta yazdıklarından vazgeçmeksizin, yeni bilimsel anlayışlar benimseyerek düşünce-
                         lerinin nasıl geliştiğini ifade etmeye çalışacağım.

                         “Bu, hukukta tutarlılık kuramının ana hatlarıdır. Temel fikri; makul dayanak ve neden-
                         lerin tartılmasıdır. Geri kalan her şey yorumdan ibarettir.”
                         Ön sözün başındaki bu ifadeler, ciddiyetle değerlendirilmelidir.
                         Göze çarpan ilk şey, Peczenik’in kuramının bir tutarlılık kuramı olduğudur. Bu, Pecze-
                         nik’in “tartışmaya açık olmayan temeller”  fikrini reddettiği anlamına gelir. Her şeyden
                         şüphe edilebileceği ve bu şüphelerle başa çıkmanın yolunun tutarlılıkçılık olduğu fikri de
                         dâhil olmak üzere, her şeyden şüphe edilebilir. Bu her şeyi makul bir tartışma zeminine
                         oturtma isteği yalnızca Peczenik’in bilimsel çalışmalarının temel özelliği değil, aynı za-
                         manda kişiliğinin de ayırt edici bir özelliğidir. Peczenik bu yapıcı eleştirinin ne düzeyde
                         arzu edilebileceğini tartışmaya hazır olsa da bundan vaz geçmeyi de imkânsız bulabilirdi
                         çünkü böylesi bir tutum bir birey olarak Peczenik’in son derece ayırt edici bir özelliğiydi.
                            Peczenik’in tutarlılıkçılık yaklaşımının doğru bir şekilde anlaşılması için Raz tarafın-
                         dan epistemik ve kurucu tutarlılıkçılık olarak adlandırılan iki kavram arasında ayrım ya-
                                           2
                         pılması gerekmektedir.  Epistemik tutarlılıkçılıkta, tutarlılık, bir şeyin bir nesne alanıyla
                         ilgili bilgi vasfına sahip olup olmadığına yönelik bir test olarak ele alınır. Kurucu tutarlı-
                         lıkçılıkta, tutarlılık bir alanın ayırt edici özelliği olarak ele alınır. Hukuka uygulandığında,
                         ayrım  şu  şekilde  özetlenebilir:  Epistemik  tutarlılıkçılığa  göre,  bir  hukuk  kuramı,  ancak
                         (yeterince) tutarlı olması hâlinde hukuk bilgisi olarak kabul edilebilir. Kurucu tutarlılıkçı-
                         lığa  göre  ise,  tutarlılık,  yalnızca  bilginin  değil,  hukukun  kendisinin  ayırt  edici  özelliği
                         olacaktır. Hukuka uygulanan kurucu tutarlılıkçılığın tipik bir örneği, Dworkin’in hukukun
                                          3
                         bütünlüğü  kuramıdır.   Kurucu  tutarlılıkçılık  için  tutarlılıkla  ilgili  geleneksel  epistemik
                               4
                                                         5
                         literatür  farklı bir konuyu ele aldığından  konuyla ilgisizdir.
                            Ancak Peczenik, bu görüşe katılmazdı. Çünkü hukukun doğası hakkında bir kuram ge-
                         liştirmek için tutarlılık üzerine yapılan epistemik çalışmaya bağlı kalmıştır. Kendisi tara-
                         fından ön sözde de belirtildiği gibi ortaya koyduğu kuram, hukuk bilgisinin tutarlılık ku-
                         ramı değil hukukun tutarlılık kuramıdır. Hukuk ve Muhakeme Üzerine adlı eserde bu hu-
                         susu ayrıntılı olarak açıklamamış ancak konu daha sonraki bir makalede  açık bir şekilde
                                                                                   6
                         ele alınmıştır. Peczenik bu makalede, “...Hukuk, her şeyin en tutarlı kuramının söylediği
                         şeydir” demiştir (italik vurgu sonradan eklenmiştir - JH). Burada, geleneksel ontoloji ve
                         epistemoloji düzeni tersine çevrilmektedir. Bu geleneksel düzene göre, biz ilk olarak bir
                         gerçekliğe sahibiz; ikinci ve çıkarımsal olarak ise gerçeklikle ilgili kuramlara sahibiz ve

                         2    J. Raz, “The Relevance of Coherence” (“Tutarlılığın Önemi”), içinde: J. Raz, Ethics in the Public
                            Domain (Kamusal Alanda Ahlak), Oxford: Clarendon Press 1994, 277-326.
                         3    R. Dworkin, Law’s Empire (Hukukun Hükümranlığı), Londra: Fontana 1986, [Türkçe çevirisi, çev.
                            Ertuğrul Uzun, Nora Kitap (2018)].
                         4    Ör.  L.  Bonjour,  The Structure of Empirical  Knowledge  (Ampirik Bilginin Yapısı),  Cambridge:
                            Harvard University Press 1985 ve K. Lehrer, Theory of Knowledge (Bilgi Kuramı), 2. Baskı, Boul-
                            der: Westview Press 2000.
                         5    Raz, The Relevance of Coherence, 279.
                         6    A.  Peczenik  ve  J.C.  Hage,  “Legal  Knowledge  about  What?”  (“Ne  Hakkındaki  Hukuki  Bilgi?”)
                            Ratio Juris 13 (2000), 325-345.
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12