Page 296 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 296
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
mak ve geçerlilik kazanmak için tam da anlatıya muhtaç olan uygula-
maya karşı körleştirir.
Söylemsel eylem, özellikle de yargılama sürecinde, argümantatif yorum
için adeta önceden belirlenmiştir. Argümantasyon, söylemin temel bir özel-
liğidir. Kanaatlerin, söylemsel olarak işin içinde olduğu her yerde mesele,
fiilen birini ikna etmektir ve ikna edilecek kişi yalnızca kendisi olsa dahi,
kişinin kendisine karşı tamamen “ikna edici” olması için kendi lehinde veya
aleyhinde olan hususları açıklığa kavuşturması gerekir. Gündelik anlayışta
bile “her şeyin iki yüzü vardır” ve hangisinin “gerçek yüzü” olduğunun asla
baştan belli olmadığı da her zaman bilinir. Eğer bu kesin olarak “tespit edil-
mek” isteniyorsa, bu konuda kişisel sezgilere dayanmak faydalı olmaz. Zira
sezgiler, doğrudan güvenilir bir kaynak değildir. Her bir kişi, diğer insanlara
bağlıdır. Ve bu, yalnızca kişinin kendisine “kesin” bir kanaat oluşturabilmesi
354
içindir. O halde sonuç olarak düşünme ve ikna (süreçleri) etkileşim halin-
dedir ve nihayetinde “anlayışımız diyaloglardan; eleştiri, haklı çıkarma, ge-
rekçelendirme, tartışma ve müzakere gibi alanlarda kişiler arası vuku bulan
355
süreçlerden ve gelişmelerden (...) oluşur.” İsmen “hukuki uyuşmazlık”
tanımlamasından (yola çıkılarak) anlamlandırılan “çatışmacı karakteri” bağ-
lamında söylemsel eylem, yargılama süreciyle birlikte bir bakıma kurumsal
bir yapı taşı haline gelmiştir. Öyle ki, bilindiği üzere, adli söylem adeta ar-
356
gümantatif eylemin prototipi olarak görülmüştür.
O halde, yargılama sürecinde söylemsel eylemin argümantatif
karakterinin aranmasına hiç gerek yoktur. Bu, tipik olarak argü-
mantatif bir uygulamadır. Zira bu uygulama, tıpkı “menfaatle bağ-
lantılı ifadeler (...) ile olgular ve sorumluluk arasındaki tartışma-
dan” kaynaklandığı gibi, “hakikatin oluşturulması usulü” ile de
354 Bu konu hakkında bkz. Billig, Arguing and Thinking: A Rhetorical Approach
to Social Psychology, 1987, bu eserde özellikle s. 96 vd.
355 Löschper, Bausteine für eine psychologische Theorie richterlichen Urteilens,
1999, s. 176.
356 Ayrıntılı bilgi için bkz. Edwards/Potter, Discursive Psychology, 1992.
294