Page 21 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 21

2                                                               A. Aarnio

                         2.  Bu girişin amacı şu şekildedir. Öncelikle, hukuk öğretileri kavramını kısaca tanımla-
                            yacağım ve bu tanımı hukuki yorumlama olarak bilinen son derece karmaşık bir gö-
                            rüngü ile ilgili bazı temel unsurları analiz etmek için kullanacağım. Bu, bizi hukuki
                            doğru ve hukuki bilgi ile ilgili temel sorunlara götürecektir. Peczenik’in fikir dünya-
                            sını oluşturan bu temel yapı taşlarına değinmeden neorealizmi anlamak mümkün de-
                            ğildir.
                         3.  “Hukuki araştırma” terimi, alışılagelmiş hukuki kullanımda en az dört farklı bilimsel
                            faaliyet türünü ifade etmektedir. Anılan türleri, hukuk tarihi, hukuk sosyolojisi, kar-
                            şılaştırmalı hukuk ve hukuk öğretileri şeklinde ayırabiliriz. Bunlardan son ikisi birbi-
                            riyle yakından ilişkilidir. Farkları faaliyetin amacındadır: karşılaştırmalı hukuk, diğer
                            ülkelerde yürürlükte olan hukuki normları tanımlamakta, analiz etmekte ve açıkla-
                            makta, hukuk öğretileri ise belirli bir hukuk düzenine odaklanmaktadır. Hukuk sos-
                            yolojisi ise hukuk disiplinleri ailesinde özel bir yere sahiptir. Özellikle yürürlükteki
                            hukuki normların yorumlanması ile ilgilenmemekte ancak örneğin insanların davra-
                            nışları veya hukuki normların toplumdaki etkileri gibi hukuk camiasındaki nizama
                            odaklanmaktadır. Hukuk sosyolojisi, (deneysel, istatistiksel vb.) özel araştırma yön-
                            temleri  kullanmaktadır.  Bu  durum,  hukuk  öğretileri  ile  hukuk  sosyolojisi  arasında
                            net bir ayrım olduğu anlamına gelmektedir. Öte yandan, hukuk sosyolojisi, hukuk ta-
                            rihi ile yakından ilişkilidir. Hukuk tarihi, birçok bakımdan hukuk sosyolojisi ile aynı
                            yöntemleri  kullanmaktadır;  tarihsel  unsurları  hukuk  sosyolojisiyle  aynı  şekilde  ta-
                            nımlamakta, analiz etmekte ve açıklamaktadır veya en azından bunu yapabilecek ka-
                            biliyettedir. İki disiplin arasındaki fark, araştırma konusunda ortaya çıkar. Hukuk ta-
                            rihi geçmişle ilgilenirken, hukuk sosyolojisi günümüz toplumuna odaklanır.
                            Analizimizin bakış açısından hukuk sosyolojisi ile hukuk öğretileri arasındaki fark
                         temel öneme sahiptir. Hukuk öğretileri karakteristik olarak yorumlayıcı bir disiplindir.
                         Hukuk  sosyolojisi  tarafından  sağlanan  olguları  kullanır  ancak  yorumlamanın  kendisi,
                         gözlemlenemeyen bir niteliğe sahiptir. Alışılagelmiş kullanıma göre, hukuk öğretisinin
                         iki  işlevi  vardır:  hukuk  normlarını  yorumlamak  ve  sistematikleştirmek.  Peczenik’in
                         kitabında sistematikleştirme, hukuki yorumlama için yalnızca örtülü bir şart olarak ele
                         alınmaktadır.

                            Öte  yandan,  hukuk  öğretilerinin  tam  olarak  hukuk  öğretileri  olma  nedeni,  hukuki
                         normları yorumlaması ve sistematikleştirmesidir. Hukuk öğretileri, toplumdaki iş bölü-
                         münde bu özel role sahiptir. Başka hiçbir disiplin, pratik hukuk yaşamında aynı bilgiyi
                         sunmaz. Bu, örneğin hukuk sosyolojisinin bir işlevi değildir. Farklı alanlarda (aile hu-
                         kuku, medeni hukukun diğer dalları, ceza hukuku vb.) sistematikleştirme, tüm hukuki
                         yorumlar için zorunlu bir araçtır. İlerleyen bölümlerde tartışacağım üzere, sistematikleş-
                         tirme, hukuk öğretilerinin kuramsal yönüdür. Sistematikleştirmenin hukuk öğretilerinde
                         oynadığı rol, sosyolojide kuramsal sosyal bilimlerin oynadığı rol ile aynıdır. Bu açıdan
                         bakıldığında, hukuki yorumlama, hukuk öğretilerinin pratik yönünü oluşturmaktadır ve
                         öncelikle pratik amaçlara yöneliktir. Yorumlama, sosyal bilimlerdeki deneysel araştır-
                         malarla karşılaştırılabilir.
                            Kuram ve pratik, bilimin tüm alanlarında birlikte yürütülür. Kuramsal yapı, zorunlu
                         olarak  pratiği  etkiler.  Kuramsal  kavramlar,  kuramlar  vb.,  bilim  insanının  araçlarıdır.
                         Tıpkı marangozun çekicine, testeresine ve çivisine ihtiyacı olduğu gibi bilim insanının
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26