Page 24 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 24
Giriş 5
7. Gerekçelendirme, farklı bakış açılarıyla incelenebilir. Yorumlama süreci tanımlana-
bilir. Kuramcılar, bunu yaparken, “keşif bağlamı” olarak ifade edilen kavramla, di-
ğer bir deyişle kararın ortaya çıkış şekliyle ilgilenirler. Bir diğer seçenek ise belirli
bir yorumun neden ortaya konduğunu açıklamaktır. Açıklama nedensel veya teleolo-
jik olabilir. Teleolojik açıklamada, yorum ve yorumlama süreci anlaşılır hâle geti-
rilmeye çalışılır. Örneğin belirli bir kararın ortaya çıkmasını zorunlu kılan belirli he-
deflere atıfta bulunulabilir. Aleksander Peczenik, uluslararası tartışmalarda yaygın
olarak ele alınan ve “gerekçelendirme bağlamı” olarak adlandırılabilecek üçüncü bir
bakış açısını seçmiştir.
Gerekçelendirme sorunu, karmaşık bir sorundur. Hukuk kuramı, bir mahkeme veya
hukuk öğretisi için tipik olan, gerekçelendirmenin gerçeklere dayanan yapısı veya süre-
ci ile ilgilenebilir. Bu ölçüde, gerekçelendirmenin tanımından söz edilebilir. Bununla
ilgili önemli sorunlar bulunmaktadır. En önemli olanı, olgusal gerekçelendirmenin hu-
kuk sistemlerinde farklılık göstermesidir. Öte yandan, bir yargı kararının, açıkça belir-
tilmeyen başka gerekçelere dayandırılmış olmasına rağmen, görünürde farklı bir şekilde
gerekçelendirilmesi de mümkündür. Ancak mahkeme kararlarının gerekçesini açıkla-
mak hukuk kuramının görevi değildir. Böyle bir açıklama yapma görevi, hukuk kura-
mından çok hukuk sosyolojisine aittir. Tüm bilimlerde, kuramın rolü, uygulamada kul-
lanılacak modeller oluşturmaktır. Bu durumda günlük bilimsel çalışmalar modelin ge-
reksinimlerini nispeten karşılayabilir ve kuram, (iyi) bilim için bir ölçü görevi gören
ideali açıklamış olur. Aynısı, bir hukuk öğretisi veya yargı faaliyeti kuramı olarak hu-
kuk kuramı için de geçerlidir. Aleksander Peczenik’in çalışması, hukuki yorumlama
için bir model oluşturmaya yönelik tipik bir girişimdir.
Model keyfi değildir. Hukuki güvenlik kavramının analiziyle ilişkili olarak belirtebi-
leceğimiz üzere, bu yorumlama modeli, Batı Avrupa kültüründe derin köklere sahiptir.
Kültürel çevremizdeki insanların en önemli beklentilerine karşılık gelmektedir. Georg
Henrik von Wright, böyle bir modelin kanıtlanamayacağını ifade etmiştir. Böyle bir
model, sadece nispeten yeterli olabilir. Bir model, bir kuramsal yapı olarak dilin ortak
kullanımını, davranış çerçevesini veya üstü kapalı beklentileri ihlal ediyorsa kültürü-
müzde işlev göremez.
8. Peczenik’in modelinde iki düzey vardır. Peczenik, iki farklı gerekçelendirme türü
arasında ayrım yapar: (1) bağlamsal olarak yeterli gerekçelendirme ve (2) derin ge-
rekçelendirme, diğer bir deyişle gerekçelendirmenin gerekçelendirilmesi. Bunlardan
ilki, hukuki yorumlamanın ne olduğunu açıklar. İkincisi, hukuki yorumlamanın hu-
kuk camiası için makul ve faydalı olduğuna dair değerlemeyi nasıl gerekçelendirebi-
leceğimizi belirtir. Bağlamsal olarak yeterli gerekçelendirmede, Aleksander Pecze-
nik’in düşünce tarzında kilit konuma sahip olan “sıçrama” ve “dönüşüm” kavramla-
rıyla karşılaşıyoruz. Bu kavramların Peczenik’in kurguları arasında en çok tartışılan-
lar olduğunu ifade etmek son derece yerindedir. Dönüşüm doktrini, uluslararası hu-
kuk felsefesinde çok tartışılan bir doktrindir. Bu kavramla ilgili birçok ciddi yanlış
anlama bulunmaktadır. Öğretiyi, okuyucuya doğru bir şekilde anlama imkânı sun-
mak için bilinçli olarak basitleştireceğim.
Bir yasayı yorumlayan A’nın, belirli bir gerekçe (J) tarafından desteklenen bir sonu-
ca (R) ulaştığı yorumlama gerektiren bir durum olduğunu varsayalım. Mesele, R sonu-