Page 28 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 28
Giriş 9
bu doktrinin zayıf bir biçimini temsil etmektedir: Her zaman tek bir doğru çözüm ol-
duğunu, ancak bu çözümün her zaman bulunamadığını iddia etmektedir. Azami öl-
çüde tarafsız şekilde eksiksiz bilgiye sahip ve tüm yorumlama kurallarını bilen
(Dworkin’in terminolojisinde “Hâkim Herkül” olarak adlandırılan) ideal bir hâkim
bu tek doğru çözümü bulabilir.
Aleksander Peczenik, bu tür kuramsal modelleri eleştirmektedir. Peczenik, hukuk bi-
limi alanındaki uzun kariyerinin tamamı boyunca, bir hukuki normun temeldeki veya
uygulamadaki zaaflar olmaksızın birden fazla şekilde yorumlanabileceğini kabul edecek
bir hukuk kuramı oluşturmaya çalışmıştır. Bu amaçla, hukuki yorumlamanın hangi
koşullarda gerekçelendirilebileceğini sorarak “derin gerekçelendirme” kavramını geliş-
tirmiştir. Bu soru da yine değerlendirmelerin yorumlama sürecindeki yeri ile ilgilidir.
Peczenik, Wróblewski ile aynı hareket noktasına sahiptir. Değerlendirmeler birçok
yönden hukuki gerekçelendirmenin içine yerleşmiştir. Fakat bu anlayış, tek doğru çö-
züm doktrinine yönelik bir eleştiriyi neden haklı çıkarmaktadır? Bunun nedeni basittir.
Objektif değerler kuramını kabul edersek, Dworkin’in düşünce çizgisi kabul edilebilir.
Hâkim Herkül, böyle bir durumda bu değerleri keşfetme yeteneğine sahiptir. Objektif
değerler hakkında bilgi sahibi olabilir. Ancak Peczenik, değerlerin göreceli olduğunu
savunmakta ve objektif değerler olduğunu reddetmektedir. Elbette eserlerinde “iyi kılan
olgular”dan bahsetmiştir, ancak bunlar bize yalnızca ilk bakışta neyin değerli olduğunu
söylemektedir. Eksiksiz ve her yönüyle düşünülmüş bir değer, gözleme dayalı olgular-
dan türetilemez. Toplumda farklı değerlendirmeler birbiriyle rekabet edebilir ve bunlar-
dan herhangi birinin yanlış olduğunu kanıtlamak imkânsızdır.
Değerler, hukuki yorumlamanın ayrılmaz bir parçası olduğu ve yorumlamada sıklık-
la kilit rol oynadığı için tek doğru çözüm doktrinini reddetmek doğaldır. Belirli bir
yorumlama (I1) belirli değerlendirmelere, bambaşka bir yorumlama ise bir dizi diğer
değerlendirmeye dayalı olabilir. Bu gibi durumlarda, hukuki “doğru” arka plan değer-
lendirmeleri bakımından görecelidir. Peki bu, en nihayetinde hukuki yorumlamanın
keyfi olduğu anlamına mı gelmektedir? Hukuki yorum yapanların sayısı kadar yorum
mu vardır?
11. Bu meseleyi tartışmadan önce, terimlerimizi daha belirgin şekilde tanımlamamız
gerekir. Çeşitli yorumlamalar arasındaki fark, uygulamada genellikle değerlendirme-
ler dışındaki etkenlerle açıklanabilir. Hukuku yorumlayan kişi, hukukun kaynakları
hakkında yetersiz bilgiye sahip olabilir ve yorum kurallarını kullanırken dikkatsiz
davranabilir. Ayrıca terminolojisinin net olmaması, belirsiz veya muğlak olması da
söz konusu olabilir. Ancak kanunu yorumlayan kişinin makul olduğu varsayıldığın-
dan, bu tür tesadüfi unsurlar Peczenik’in modelinde dikkate alınmamaktadır. Öte
yandan, duygular ve değerlendirmeler arasındaki farkı vurgulamak önemlidir. Duy-
gular, tartışmaya açık değildir. Renkli camlara benzetilebilirler. Makul bir tartışmayı
engelleyen önyargılar oluştururlar. Diğer taraftan, değerlendirmelerin tipik bir özel-
liği belirli sınırlar içinde nedenlere dayanabilmeleridir. Bu özellik hem araçsal değer-
lerin hem de ana veya yapısal değerler olarak ifade edilen değerlerin ayırt edici özel-
liğidir.
Örneğin “bu iyi bir baltadır” dediğimizde araçsal bir değer söz konusudur. İyi olma
özelliği, baltanın bir özelliğidir. Baltayı bir hedefe ulaşmak için bir araç olarak kullan-