Page 32 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 32
Bölüm 1
Hukuki Muhakeme İkilemi: Ahlaki Değerlendirme
mi Yoksa Hukukun Tanımlanması mı?
1.1 Hukuki Muhakeme Kuramı
1.1 Hukuki Muhakeme Kuramı
Bu çalışma, bir hukuk kuramı kitabıdır. Amacı, hukuki yöntem için gerekçeler sunmak-
tır.
Hukuki araştırmaların birçok farklı türü vardır. Hukuk tarihi, hukuk sosyolojisi, hu-
kuk ve ekonomi, hukuk felsefesi vb. disiplinler, her şeyden önce tarihsel, sosyolojik,
ekonomik, felsefi veya diğer hukukun dışındaki yöntemleri uygulamaktadırlar. Hukuk
ders kitaplarında ve şerhlerde vb. esaslı bir yere sahip olan bir başka hukuk araştırması
türü spesifik bir hukuk yöntemini uygulamakta, özel hukuk, ceza hukuku, kamu hukuku
vesairenin özünü sistematik ve analitik olarak değerlendirerek açıklamaktadır. Bu tür
bir açıklama, bazı tarihsel, sosyolojik ve diğer hususları içerebilirse de özünü (geçerli)
hukuki normların yorumlanması ve sistematikleştirilmesi oluşturur. Daha net bir şekilde
ifade etmek gerekirse, diğer birçok ahlaki ve somut nedenlerle iç içe geçmiş şekilde,
kanunların, emsal kararların vb. lafzi anlamlarıyla açıklanmasından oluşur. Hukukun bu
şekilde açıklanması “analitik hukuk incelemesi”, “hukukun doktriner incelemesi” vb.
şeklinde adlandırılabilir. Bu, Kıta Avrupası’nda genellikle “hukuk öğretileri” olarak
adlandırılmaktadır. Standart olarak kullanılan Almanca sözcük, Rechtsdogmatik (Hukuk
Kuramı) sözcüğüdür.
Birçok Avrupa ülkesinde sıklıkla kullanılan “hukuk bilimi” ifadesi, birden fazla anlama gelir.
Saf hukuk öğretilerini veya hukuk sosyolojisi, tarih vb. unsurları içeren hukuk öğretilerini ifade
ediyor olabilir. Ayrıca herhangi bir hukuk araştırması türünü de ifade ediyor olabilir.
Spesifik hukuki yöntem yalnızca “hukuk öğretilerinin” özünü oluşturmakla kalmaz,
aynı zamanda, diğerlerinin yanı sıra, hukuki ve yargısal karar verme sürecini de karak-
terize eder. Elbette bazı farklılıklar da bulunmaktadır. Örneğin hukuk öğretileri yargısal
yöntemle karşılaştırıldığında karar bileşeninden yoksundur, daha soyuttur ve “belirli”
bir davaya daha az bağımlıdır, gerçek ve farazi davalara yönelik birçok örneği ele alır.
En temel fark, hukuk öğretilerinin, hukuki uygulamaya kıyasla genellikle daha rasyonel
olduklarını, başka bir deyişle daha ziyade kapsamlı argümanlarla desteklenen genel
tezlere yönelik olduğunu iddia etmesidir. Ancak benzerlikler farklılıklara kıyasla çok
daha derindir.