Page 122 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 122

Bölüm 6
                         Analitik Hukuki Pozitivizm: Yasa Koyucunun
                         Başlangıçtaki Niyetlerinin Hukuki Yorum Yoluyla
                         İzinin Sürülmesi















                         6.1  Tanımlanan Bilimsel Pozitivizm

                         6.1 Tanımlanan Bilimsel Pozitivizm
                         Hukuki yorum pozitivist bir hukuk anlayışına dayanmaktadır. Ancak “pozitivizm” teri-
                         mi belirsizdir çünkü en az iki farklı şeyi ifade edebilir: pozitivist bir bilim anlayışına
                         dayanan bilimsel pozitivizm ve iradeci bir hukuk anlayışına dayanan hukuki pozitivizm.
                            Bilimsel pozitivizm veya bilim felsefesi bağlamında pozitivizm, bilimsel bilginin an-
                         cak ampirik gözlemlere dayanabileceği, daha sonra doğa bilimlerindeki nedensel yasa-
                         lar, açıklamalar ve tahminler biçiminde şekillenebileceği anlamına gelen felsefi duruşu
                         ifade eder. Bir bilim insanının ne metafizik değerlendirmesinin özellikleri ne ampirik
                         gözlemlerin ve deneyimsel bilginin güvenli alanı dışındaki sezgisel, apaçık geçerli veya
                         a priori bir iddiası ne de herhangi bir kişisel değeri veya öznel ideolojik tercihleri, bu
                         şekilde düşünüldüğünde, bilimde meşru bir temele sahip olabilir.
                            “Pozitivizm” terimi, 1830’larda Auguste Comte (1798-1857) tarafından, geçmişte Batı
                         biliminin başına bela olan tüm dinî veya metafizik ön eğilimler, taraflılıklar ve ön yargı-
                         lardan arınmış, olgun bir bilim için yöntemsel gündeminin bir parçası olarak ortaya atıl-
                         mıştır. İnsan bilgisinin tam gelişmiş, pozitivist evresinde bilimsel gözlemlere ve deneyim-
                         lere  dayanan  ampirik  bilim,  teoloji  ve  felsefi  metafizik  tarafından  insanın  ve  dünyanın
                         kendiliğinden aşikâr olduğu iddia edilen ilkelerine yapılan yanlış yönlendirilmiş gönder-
                         meleri ortadan kaldıracaktır. Benzer şekilde, John Stuart Mill (1806-1873), ampirik göz-
                         lemlerin tüm bilimsel bilginin gerçek kaynağı olarak rolüne vurgu yapmıştır.
                            Viyana Çevresi (Wiener Kreis), 1920’lerde ve 1930’larda pozitivist bilim öğretisini
                         en üst sınırlara itmiştir. Viyana Çevresinin öne sürdüğü bilim felsefesindeki özel duruş,
                         mantıksal pozitivizm olarak bilinecekti.  Daha açık olmak gerekirse, iki düşünsel hareket
                                                        1
                         olan mantıksal pozitivizm ve mantıksal ampirizm, çoğu zaman hatalı şekilde aynı şey-
                         lermiş gibi düşünülse de birbirlerinden ayırt edilmelidir.
                                                                      2

                         1   Niiniluoto ve Koskinen (ed.), Wienin piiri; özellikle Manninen, “Uuden filosofisen liikkeen ja sen
                            manifesti synty” (“Yeni bir felsefi hareketin doğuşu ve manifestosu”), s. 27-128.
                         2   Salmon, “Logical Empiricism” (“Mantıksal Ampirizm”), s. 233.
   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127