Page 21 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 21
GİRİŞ
1. Hukuki Yargıların Gerekçelendirilmesi Sorunu
“Hukuk kurallarının uygulanmasının, kavramsal olarak oluşturul-
muş tümel önermelerin mantıksal bir altlamasından başka bir şey olma-
1
dığını […] artık kimse gerçekten iddia edemez”. Karl Larenz’in bu ifa-
desi, çağdaş hukuk metodolojisi tartışmalarındaki az sayıdaki uzlaşma
noktalarından birine işaret etmektedir. Çok sayıda davada bir hukuki
uyuşmazlığı karara bağlayan, tek bir normatif cümleyle ifade edilebilen
2
hukuki yargı; geçerli olduğu varsayılan hukuk normlarının , doğru veya
kanıtlanmış olduğu kabul edilen ampirik önermelerle birlikte mantık-
3
sal ifadelerden çıkartılmaz.
4
Bunun en az dört nedeni vardır: (1) hukuk dilinin muğlaklığı, (2)
5
normların çatışmasının, (3) yasal bir düzenleme gerektiren, ancak bu
yasal düzenleme için halihazırda geçerli bir normun mevcut olmadığı
6
durumların ve yine (4) istisnai de olsa bir normun lafzına aykırı bir
7
biçimde karar verildiği durumların mümkün olması.
1 K. Larenz, Methodenlehre der Rechtswissenschaft, 3. Aufl. Berlin / Heidelberg
/New York 1975, S. 154.
2 Burada neyin “geçerli olduğu varsayılan hukuk normu” olarak kabul edileceği
açık bırakılabilir. Metinde ileri sürülen iddia, yazılı hukuka ve örf ve âdet huku-
kuna ek olarak hâkimin hukuk yaratması gibi diğer hukuk kaynaklarının tanın-
ması halinde de geçerlidir.
3 Mantıksal sonuç kavramı için bkz. A. Tarski, On the Concept of Logical Conse-
quence, in: A. Tarski, Logic, Semantics, Metamathematics, Oxford 1956, S. 409
vd. Normatif önermeler arasındaki çıkarımsal ilişkiler hakkında aşağıda S. 215
vd.
4 Ayrıca bkz. H. L. A. Hart, The Concept of Law, Oxford 1963, S. 121 vd.; H. L.
A. Hart, Der Positivismus und die Trennung von Recht und Moral, in: H. L. A.
Hart, Recht und Moral, N. Hoerster (Ed. ve Çev.), Göttingen 1971, S. 29 vd.
5 Ayrıca bkz. H. Kelsen, Reine Rechtslehre, 2. Aufl. Wien 1960, S. 210 vd.
6 Ayrıca bkz. K. Larenz, a.g.e., S. 354 vd.
7 Bu saymanın eksik olması sadece olası değildir, hatta bu saymanın çokça neden
içerdiği de düşünülebilir. Mesela, Kelsen’in “hukuku uygulayan edimin belirsiz-
liği” için saydığı nedenler arasında hem (3) ve (4) yer almaz, hem de Kelsen
19