Page 22 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 22

HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ

                            Geçerli olduğu varsayılan N1, N2, […], Nn hukuk normları ile A1,
                        A2, […], An ampirik önermelerin formülasyonlarından mantıksal olarak
                        çıkan bir U hukuki yargısının, N1, N2, […], Nn ve A1, A2, […], An tara-
                        fından gerekçelendirilebilir olduğu söylenebilir. Şayet, A1, A2, […], An
                        ile birlikte N1, N2, […], Nn’den mantıksal olarak çıkartılamayan yargı-
                        lar söz konusu ise, bu yargıların nasıl gerekçelendirilebileceği konusu
                        gündeme gelecektir. Bu sorun, hukuk metodolojisinin sorunudur.

                            Hukuk metodolojisi, kurallar veya yöntemler koyabildiğinde yargı
                        kararlarının gerekçelendirilmesi sorununu  çözebilir. Bunlara göre ya
                        N1, N2, […], Nn’den ve A1, A2, […], An’dan U’ya geçiş kabul edilebilir,
                        ya da, şayet U N1, N2, […], Nn’den ve A1, A2, […], An’dan mantıksal
                                                 '
                                                     '
                                                             '
                        olarak çıkartılamıyorsa, N , N , [...], N  normatif içeriği ile birlikte ge-
                                                 1
                                                     2
                                                             n
                        çerli olduğu varsayılan normların formülasyonlarına ve onaylanacak
                        olan ampirik önermelere ek olarak çok sayıda başka önerme elde edile-
                                                        '
                                          '
                                               '
                        bilir; böylece U, N , N , [...], N  ve A1, A2, […], An ile birlikte N1,
                                                        n
                                               2
                                          1
                        N2,[…], Nn’den mantıksal olarak çıkartılabilir.

                            (1)’in ve (2)’in yanında norm koyucu otoritenin ifadesi ile iradesi arasındaki
                            uyumsuzluğu (5) neden olarak ileri sürer. (H. Kelsen, a.g.e., S. 348; H. Kelsen,
                            Zur Theorie der Interpretation, in: Die Wiener rechtstheoretische Schule, Ed. H.
                            Klecatsky / R. Marcic / H. Schambeck, Wien / Frankfurt/ Zürich / Salzburg /
                            München 1968, Bd. 2, S. 1365). (5), (4)’ün veya (1)’in nedeni olarak görülebilir.
                            Sorun, (3) ve (4) kapsamında değerlendirilecek olan kararların anayasal olarak
                            kabul edilebilir olup olmadıkları ve/ veya ne ölçüde kabul edilebilir olduklarıdır.
                            Her iki durumda da hâkim, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre kanun koyucuya ta-
                            nınmış gibi görünen bir alanda hareket edecektir. Bu sorun burada tartışılmaya-
                            caktır. Burada sadece, içtihat yoluyla yeni hukuk normlarının yaratıldığı ya da
                            ister genel olarak kabul edilmiş isterse Alman Federal Anayasa Mahkemesi tara-
                            fından anayasaya aykırı ilan edilmiş olsun, hukuk normlarının uygulanmadığı
                            (BVerfG E 34, 269 [286 vd.]) (3) (borcun müspet ihlali) ve (4) (manevi zararın
                            tazmini [BGB Md. 253]) durumların var olduğu işaret edilebilir. Bu çalışmanın
                            konusu, (3) ve (4) kapsamına giren kararların anayasaya uygunluğu sorunu de-
                            ğildir; daha ziyade bu tür kararların dahi hukuksal yöntemler çerçevesinde ras-
                            yonel olarak gerekçelendirilip gerekçelendirilemeyeceği sorunudur. Aslında bu
                            soruna yanıt vermek, aynı zamanda bu kararların anayasal olarak kabul edilebilir
                            olmaları açısından da önemlidir.


                        20
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27