Page 144 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 144
KİŞİSEL TARZ GELİŞTİRMEK
ğıdır. R. v. Sipos kararı paragraf 43’te de belirtildiği gibi kanun yolu mahkemelerine sık
sık bir suçlunun cezadan sonra rehabilitasyon çabalarına ilişkin deliller sunulmaktadır
ancak genellikle “yalnızca bu nitelikteki delillere dayanarak müdahale etme konusunda
çok temkinli bir yaklaşım” benimserler. O hâlde burada da böyle olmalıdır.
Bu pasaj, sade tarzın birçok değerini içinde barındırmaktadır. Sözcük seçimi, açık bir ya-
ratıcılık olmaksızın orta aralıktadır ve genellikle kolay anlaşılırdır. Cümleler oldukça uzun-
dur (ortalama yirmi beş kelime) ancak uzunluk ve yapı bakımından ustaca farklılaştırılmış
olup dramadan yoksundurlar. Pasaj birinci tekil şahıs (ben) ile başlasa da yazarın varlığı
önemsiz gösterilmiştir. Duygusal etkileşime dair bir ipucu dahi bulunmamaktadır. Tarz da
dikkatleri kendi üzerine çekmemektedir; okuduğumuz cam saydamdır.
Sade olmasına rağmen bu pasajdaki ton, hiçbir şekilde donuk değildir. Bunun yerine, sa-
deliği, güven verici derecede etkili ve mantıklı bir zihin niteliğini somutlaştırmaktadır. Hiç-
bir kelime boşa harcanmamaktadır. Hiçbir kişisel gözlem sunulmamaktadır. Hiçbir abartma
yoktur. Hiçbir şey dramatize edilmemektedir. Her nokta ılımlı bir sınırlama ile desteklen-
mektedir. Bu, sadelik, sınırlama, denge ve sabırla karakterize edilen bir sestir.
Uygun şekilde, pasajdaki en ayırt edici araç yapısal dengedir. Pasaj, yalnızca tartışma te-
melinde değil cümleciklerin ve cümlelerin kullanılmasında da dengeye dayalıdır. Örneğin ilk
paragraf, üç paralel tahlilin dengeli bir listesini vermektedir. İkinci paragraf iki denge eyle-
mine dayanmaktadır. İlk olarak, ikinci ve üçüncü cümleler, tehlikeli suçlunun belirlenmesi-
nin mevcut veya geçmiş koşullarda makul olup olmadığını dengelemektedir. İkinci olarak,
dördüncü cümle, genellikle sergilenen temkinli yaklaşım karşısında rehabilitasyon çabaları-
nın sık sık sunulmasını dengelemektedir. Paragrafı sona erdiren davadan alınan kısa alıntı,
özlü sonuçla eşleştirilmektedir; “O hâlde burada da böyle olmalıdır.” İhtiyatlı olma erdemi,
pasajın bir bütün olarak makul bir şekilde dengelenmesiyle onaylanmış görünmektedir.
8.02 KANADA YÜKSEK MAHKEMESİNİN MUHALİF GÖRÜŞÜ
Mahkeme kısa süre önce Auton (Guardian ad litem of) v. British Columbia (Attorney
General) davasında [(2004) 3 S.C.R. 657, 2004 SCC 78], devletin otistik çocukların teda-
visini finanse etmesi gerekmediğine karar vermiştir. Bu kararında, “makul” sağlık hizmet-
lerinin kapsamını ve niteliğini anayasal olarak ele almamıştır. Mahkemeler artık bu yönde
karar vermek zorunda kalacaklardır. Öyleyse anayasal olarak gerekli olan “makul sağlık
hizmetleri” nelerdir? “Makul sürede” tedavi nedir? Kıstasları nelerdir? Ne ölçüde bir bek-
leme listesi yeterince kısadır? Anayasa, kaç MRG yapılmasını gerektirmektedir? Çoğun-
luk bize bunları söylememektedir. Çoğunluk, yönetilebilir bir anayasal standart oluştur-
mamaktadır. Ne halk ne de hâkimler veya hükûmetler ne kadarlık bir sağlık hizmetinin
Kanada Hak ve Özgürlükler Şartı’nın (“Kanada Şartı”) 7. maddesini ve İnsan Hakları ve
Özgürlükler Şartı’nın, (R.S.Q.c. C-12) (“Quebec Şartı”) 1. maddesini karşılamak için
“makul” olacağını bilemez. Onu gördüğümüzde bunu bilebileceğimizi ümit etmek gereke-
cektir.
Bu örneği, bir öncekinde olduğu gibi, sade tarzın bir örneği olarak nitelendirmek cazip ge-
lebilir. Sözcük seçimi gayriresmî ve orta düzey arasında değişmektedir; cümle yapıları nis-
peten basittir ve birimler kısadır. Ancak bu örnekte, muhtemelen, ayırt edici bir sesin çok
daha farkındayız. Muhtemelen okuduğumuz gibi bir “tarz” okuduğumuzun da farkındayız.
125