Page 260 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 260
5.8 Hukukta Olgular ve Değerler 241
bu tezi ifade ederken, “yürürlükteki hukuk” kavramının ahlaki içeriğini kesin olarak ifade
edebilmesini dayandırdığı güçlü doğal hukuk doktrinlerini reddeder. Kişi ayrıca “yürür-
lükteki hukuk” kavramının makul karakterine ilişkin şüphecilik gösteren güçlü “realist”
kuramları da reddeder. Son olarak, kişi, yürürlükteki hukuk bilgisinin ahlaki muhakeme-
den tamamen bağımsız olduğunu söyleyen güçlü pozitivist kuramları reddeder.
Bununla birlikte, belirsizlik, değişkenlik olarak yanlış anlaşılmamalıdır. Elbette ne ye-
terli ne de gerekli olan “büyük bir hukuki ölçüt kalabalığı” vardır. Bununla birlikte, ölçüt-
ler sayıca fazladır. Ayrıca çoğu hukuk sistemi, bunların çoğunu yerine getirmektedir.
Gerçekte, belirsiz “yürürlükteki hukuk” kavramının kesin olan özü oldukça kapsamlı,
“gölgeli alanı” ise küçüktür. Kişi yalnızca Pol Pot’un yarattığı sistem ve benzeri sistemleri
ele alırken söz konusu sistemin yürürlükteki hukuk olup olmadığı konusunda şüphe duyar.
Belirsizliğe rağmen yürürlükteki hukuku tanıma usulü oldukça değişmezdir.
Tanıma usulünde yer alan hukukun her bir ölçütünün neredeyse tüm hukuk sistemle-
rine uygulanması amaçlanmaktadır. Sonuç olarak, ölçütler hukuk sisteminin en değiş-
mez kısımlarını ve yönlerini gösterecek şekilde seçilmiştir. Bir hukuk sistemi bir dizi
seviyeden oluşur; belirli bir norm, daha üst düzeydeki bir norma uygun olarak oluştu-
rulmuşsa geçerlidir. Anayasa düzeyi, mevzuat düzeyi ve idari yargı gibi düzeyler genel-
likle oldukça sabittir. Düzey sayısında önemli bir değişiklik olması olası değildir. Bir
hukuk sistemi yalnızca davranış normlarını değil, aynı zamanda sözleşmeler, vaatler,
evlilik, vatandaşlık vb. kurumsal olgusal gerçekler hakkında konuşmamıza imkân tanı-
yan kurucu kuralları da içerir. Burada da yine bu şekilde oluşturulan kurumlar nispeten
sabittir. Elbette, sözleşme veya evlilik hukukunun bazı hükümlerini önemli ölçüde de-
ğiştirilebilir, ancak ahde vefa ilkesinden (pacta sunt servanda) veya tek eşlilik ilkesin-
den tamamen vazgeçilmesi olası değildir. Bir hukuk sistemi, hukukun toplumdaki en üst
normlar sistemi olduğunu, kendi topraklarında fiziksel güç kullanma yetkisi verme
konusunda tek hak sahibi olduğunu, her türlü davranışı düzenleme yetkisine sahip oldu-
ğunu iddia eden bazı normları içerir. Bu, modern bir toplumda vazgeçilmesi pek müm-
kün olmayan asgari bir merkezi güçtür. Hukuka ait en önemli davranış normlarına, her
zaman veya neredeyse her zaman, satın alma, vergi ödeme, evlenme vb. gündelik ey-
lemleri gerçekleştiren sıradan insanların uygulamalarında uyulur. Bu tür normlardan
tümden vazgeçmek pek mümkün değildir. Bu, yaşam biçimimizden vazgeçmekle aynı
şey olurdu. Hukuka ait olan bazı önemli davranış normlarına, her zaman veya neredeyse
her zaman, yetkililerin uygulamalarında uyulur. Böylelikle yetkililer, bu normları, baş-
kalarının eylemlerini etkileyecek şekilde uygularlar. Bu olgusal gerçeğin dahi değişmesi
pek mümkün değildir, çünkü bu, kimsenin kabul etmeyeceği bir kaos yaratacaktır. Hu-
kuk sıklıkla profesyonel hukukçular tarafından, yerleşik ve gözle görülür düzeyde ge-
lişmiş yöntemler ve doktrinler kullanılarak yorumlanır. Bu olgusal gerçek de oldukça
sabittir. Nesiller boyunca hukuk kuramcıları bu olgusal gerçeği değiştirmeye çalışmış
ama hiçbir başarı elde edememişlerdir. Buna daha fazla örnek verilebilir.
Aynı zamanda, burada sunulan hukuk kuramı, hukukta rasyonellik ve tutarlılığa bü-
yük bir rol vermektedir. Bu, diğerlerinin yanı sıra, bazı ahlaki ilkeleri hukukun bir par-
çası olarak kabul etmesinin bir sonucudur. Bu tür ilkelerin evrenselleştirilebilir olması-
nın önemli bir tutarlılık ölçütünü yerine getirdiğini daha önce belirtmiştim. Ayrıca bu
kurama göre hukukun sadece toplumsal olarak yerleşik değil, aynı zamanda yorumlanan
normları da içermesi, hukuk sistemini son derece zengin kılmakta, böylelikle, çıkartıl-