Page 264 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 264
5.8 Hukukta Olgular ve Değerler 245
Eklenen öncül 2, bazı olgusal gerçekleri, normatif sistemin hukuki geçerliliğine ilişkin
sonuçlarla ve dolayısıyla sisteme ait normlara uyma yükümlülüğü ile ilişkilendirir. Asıl
öncülün, yukarıdaki bölüm 2.7 ve 3.2’de geliştirilen anlamda bu sonuçları güçlü bir
şekilde desteklediği de söylenebilir.
Öncül 2, aşağıdaki şematik ifadenin somutlaştırılmış hâlidir:
F 1-F n dizisine ait yeterince çok sayıda olgusal gerçek varsa, bu durumda N normatif
sistemi yürürlükteki hukuktur, diğer bir ifadeyle, N’nin anayasasına ve dolayısıyla ona
ait diğer normlara uyulması gereklidir.
Bu tür birçok somutlaştırma yapılması mümkündür. F 1, F 3, F 5, F 6, F 8 ve F 9 olgusal
gerçekleri, yürürlükteki hukukun tek ölçütü değildir. Kişi örneğin F 7 (Kanun, genellikle
açık bir şekilde yayımlanır ve uygulanır; ayrıca sıklıkla profesyonel hukukçular tarafın-
dan, yerleşik ve gözle görülür düzeyde gelişmiş yöntemler ve doktrinler kullanılarak
yorumlanır.) vb. ölçütler de önerebilir.
Kişi, hukuk paradigması çerçevesinde (yukarıdaki bölüm 3.3.3), bu türden birkaç
öncülü ön varsayar. Hukuk paradigması çerçevesinin dışına çıkıldığında ise, bu öncüller
yine de savunulabilir. Dolayısıyla öncül 2, aşağıdaki gibi çeşitli ahlaki nedenlerin des-
teğine sahiptir: Artık hiyerarşik, etkili vb. bir normatif sisteme sahip olmaması duru-
munda, modern bir toplumda ahlaki açıdan sakıncalı bir kaos ortaya çıkacaktır. Huku-
kun bu tür bir ahlaki gerekçelendirmesi; kesin, ön varsayılmış, kanıtlanmış ve başka bir
şekilde makul olan ifadelerin ek bir desteğini alabilir (karşılaştırma için: yukarıdaki
bölüm 2.7, 3.2 ve 3.3).
F1-Fn olgusal gerçeklerini N normatif sistemine uyulmasının gerekli olduğu vb. sonucuna bağla-
yan şematik ifadenin çeşitli olası somutlaştırma biçimleri arasındaki seçim, hem hukuk para-
digmasına hem de ahlaki hususlara bağlıdır. Dolayısıyla somutlaştırmalar, bir hukuk kuramcısı-
nın hukuki geçerlilik sorununu tartışırken oluşturduğu ahlaki normlar olarak kabul edilebilir.
Daha önce belirtildiği üzere, öncül 2’nin eklenmesi, bir sıçramayı ortadan kaldırır. Do-
layısıyla (bazı olgusal gerçekler hakkındaki) asıl öncülden yürürlükteki hukuka ilişkin
sonuçlara sıçranması, mantıksal olarak gerçek bir çıkarıma dönüştürülür. Öncül 2’nin
kendisi kesin, ön varsayılmış, kanıtlanmış ve başka bir şekilde makul olan ifadelerle
gerekçelendirilebilir olduğundan, sıçrama makuldür; karşılaştırma için: yukarıdaki bö-
lüm 2.7 ve 3.2.
Kişi hem “F 1-F n dizisine ait yeterince çok sayıda olgusal gerçek varsa, bu durumda
N normatif sistemi yürürlükteki hukuktur; buna göre kişi, N’nin anayasasına ve dolayı-
sıyla ona ait diğer normlara uymak gereklidir...” vb. şematik ifadeleri hem de yukarıda-
ki öncül 2 gibi bunların çeşitli somutlaştırmalarını, hukukun Temel Normu olarak değer-
lendirebilir (karşılaştırma için: Peczenik 1981 ve 1982; çalışmanın birçok yerinde).
Bu Temel Norm ile Kelsen’in Temel Normu (“anayasaya uyulması gereklidir”)
arasındaki bazı farklılıkları vurgulamak istiyorum (karşılaştırma için: yukarıdaki
bölüm 5.3.1). Bizim Temel Normumuz koşulludur, dolayısıyla “F 1-F n dizisine ait
yeterince çok sayıda olgusal gerçek varsa” koşulunu içermektedir. Elbette, Kelsen’in
Temel Normu koşulsuz bir şekilde formüle edilmiş olsa da, anayasasına uyulması
gereken hukuk düzeninin son derece etkin olması, güç kullanımıyla bağlantılı olması
ve daha üst düzeydeki normların daha düşük düzeydeki normların nasıl oluşturulaca-
ğını belirlediği birden fazla düzeye sahip olması gibi bazı koşulları da ön varsayar.