Page 284 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 284
6.2 Hukukun Zorunlu Kaynakları, Gerekli Kaynakları ve İhtiyari Kaynakları 265
laştırma için: Yvonne von Duyn davası, Avrupa Mahkemesi Rap., 1974, s. 13-37) ancak Fran-
sa’da bağlayıcı kabul edilmemiştir (karşılaştırma için: Cohn-Bendit davası, Conseil d’Etat, 12
Aralık 1978, Rev. trim. dir. Eur. 1979, s. 157).
Sonuç olarak, dikkate alınması zorunlu, gerekli veya ihtiyari olan belgelerin listesi de
değişiklik göstermektedir. Örneğin İsveç’te, uluslararası özel hukukta dikkate alınması
gereken belgeler, hukuk düzeninin geri kalanında dikkate alınması gereken belgelerden
farklıdır. Özel hukuk için uygun olan belgeler, vergilendirme kanunu vb. bakımından
tartışmaya açık olabilmektedir.
Aşağıdaki yorumlar “zorunluluk”, “gereklilik” ve “ihtiyarilik” kelimelerinin karma-
şık anlamını açıklamaktadır.
1. “Zorunlu kaynaklar” “gerekli kaynaklar”dan daha önemli, “gerekli kaynaklar” ise
“ihtiyari kaynaklar”dan daha önemlidir.
Bu önem hiyerarşisini kesinleştirmenin bir yolu aşağıda verilmiştir.
a. Daha önemli kaynaklar, daha az önemli olanlardan daha güçlü nedenler teşkil et-
mektedir.
b. Daha az önemli olan bir kaynağı dikkate almamayı gerekçelendirecek kadar güç-
lü nedenler, daha önemli olan bir kaynağı dikkate almayı gerekçelendirmek için
gereken nedenlerden daha zayıf olabilir.
c. Daha önemli olan bir kaynak daha az önemli olan bir kaynakla uyumlu değilse
(örneğin bir kanun, yasama hazırlık belgelerinde ifade edilen bir görüşle uyumlu
değilse) daha önemli olan kaynak, ilk bakışta önceliğe sahiptir. Dolayısıyla aksi
sonucu destekleyen yeterince güçlü nedenler olmadıkça, daha az önemli olan
kaynağa değil, daha önemli olan kaynağa başvurulması gereklidir.
d. Genellikle, bir araya gelmiş birçok zayıf neden, daha az sayıdaki güçlü nedenlere
göre önceliklidir.
e. Öncelik sırasını tersine çevirmek isteyen bir kişinin, gerekçelendirme yükü bu-
lunmaktadır.
2. Sadece yargısal muhakeme dikkate alınırsa, aşağıdaki hususlar eklenebilir. Mahke-
meler “zorunlu kaynakları” uygulama yönünde güçlü bir yükümlülüğe sahiptirler.
“Gerekli kaynakları” uygulama yönünde ise zayıf bir yükümlülüğe sahiptirler.
Ancak bu ayrımın kesin olarak belirtilmesi zordur. Bunu belirtmenin bir yolu, “ge-
rekli kaynakların” göz ardı edilmesinin sonuçlarının genellikle daha hafif olduğunu
vurgulamaktır. İsveç hukukunda, 1974’ten itibaren yetkili bir makamın zorunlu kay-
nakları dikkate almaması cezai soruşturma nedeniydi. Diğer taraftan, gerekli kaynak-
ları kullanmamasının hiçbir cezai sonucu yoktu. İsveç hukukunda, 1987’den itibaren
yalnızca zorunlu bir kaynağın kasıtlı olarak veya ağır ihmal neticesinde göz ardı
edilmesi durumunda cezai suçlama söz konusu olmaktadır (karşılaştırma için: Ceza
Kanunu’nun 20. kısmının 1. maddesi). Olağan ihmal suç değildir. Gerekli kaynakları
göz ardı etmenin hukuki sonucu, temel olarak kararın iptali riskinden oluşmaktadır.
İsveç’te bir devlet görevlisinin bir gerekli kaynağı ihmalkârlığı nedeniyle göz ardı
etmesi durumunda, devletin haksız fiil nedeniyle de sorumluluğu söz konusu olabil-
mektedir.