Page 280 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 280
6.1 Somut Dayanaklar ve Otorite Dayanakları. Hukukun Kaynakları 261
sürülmüş olur. Örneğin aşağıdaki cümle, bir otorite dayanağıdır: “Gelecekte bu tür
davalar, belirli bir davaya (C) benzer şekilde karara bağlanmalıdır çünkü bu dava emsal
teşkil etmektedir.” Böylelikle belirli bir karar, içeriğinin doğru olduğu görüşüne başvu-
rarak değil, bir emsal kararın otoritesine atıfta bulunularak savunulur. Sonuç dolayısıyla
bir otorite ifadesini, diğer bir ifadeyle otorite yaratan belirli bir olgusal gerçeğin var
olduğuna dair bir ifadeyi içeren bir dizi öncülden çıkar. Otorite belirli bir kişiye (A)
atfedilebilir: H’nin yapılması gereklidir çünkü bu kişi, H’nin yapılmasının gerekli oldu-
ğunu iddia etmektedir. Bununla birlikte, tek bir kişiye otorite atfeden ifadenin başka bir
gerekçeye ihtiyacı vardır. Bu ifade genel bir otorite ifadesi ile desteklenmelidir. Bu
genel otorite ifadesi bir otorite dayanağı (örneğin A hâkim olmak gibi belirli bir konu-
ma sahip olduğu için A’nın talep ettiği şey yapılmalıdır) veya bir somut dayanak (örne-
ğin kişi bunu yapmalıdır çünkü A bazı ahlaki niteliklere sahiptir) olabilir. Hukukta,
otoritenin belirli bir kişiye atfedilmesi daha önemlidir.
Jacob Sundberg’e göre (1978, 24 ve devamı), kanun koyucunun otoritesi kanunların otoritesini
gerekçelendirmektedir; yasama komisyonları vb. ile yasama hazırlık belgeleri arasında, hâkim-
ler ve emsal kararlar arasında, halk ile teamül hukuku arasında ve hukukçu akademisyenler ile
hukuk “doktrini” arasında benzer ilişkiler vardır.
Resmî bir makama bir otorite atfedildiğinde, genellikle bu makamda bulunan kişi veya
kişilerin yasama veya yargı süreci gibi belirli bir prosedürü izlemesi gerekmektedir.
Örneğin bir otorite dayanağı, bir mahkeme tarafından bir anlaşmazlığın, daha önceden
kişinin şu anda savunduğu şekilde çözüldüğü gerçeğine dayandırılabilir. Mahkeme
prosedürünü takip etmeleri koşuluyla, hâkim veya hâkimlere otorite atfedilir.
Daha önceki bölümlerde de belirtildiği üzere, hukukta otorite dayanaklarının sahip
olduğu önemli rol aşağıdaki olgusal gerçeklerden kaynaklanmaktadır. İnsanlar genel
olarak hukuki kararların son derece öngörülebilir olmasını ve aynı zamanda diğer ahlaki
hususlar açısından son derece kabul edilebilir olmasını beklerler. Öngörülebilirlik, hu-
kuki muhakemede salt ahlaki muhakemede olduğundan daha önemlidir. Öngörülebilir-
liği sağlamak için hukukun kendisi görece değişmez olmalıdır. Aynı zamanda, hukuki
muhakeme, tutarlılığın ve söylemsel rasyonelliğin gereksinimlerini yerine getirmemiş
olsaydı, sonuçları ahlaki açıdan kabul edilemez olurdu. Özellikle de öngörülemez olur-
du.
Somut dayanaklar ile otorite dayanakları arasındaki ilişki karmaşıktır. Robert Sum-
mers (1978, 730 ve devamı), “somut dayanakların önceliği” bulunduğunu iddia etmiş ve
bunların “hangi kararların ve gerekçelerin en iyi olduğu konusunda otorite dayanakla-
rından daha belirleyici olduğunu” ifade etmiştir. Ancak bence bu kuram oldukça basit-
tir. Aşağıdaki ayrımların yapılması gereklidir.
1. Somut dayanaklar, hukuki muhakemenin temelden gerekçelendirilmesinde mantıksal
olarak vazgeçilmezdir. Otorite dayanaklarını somut dayanaklarla desteklemek man-
tıksal olarak her zaman mümkündür. Örneğin bir hukukçu muhakemesini genellikle
bir emsal karara dayandırır. Peki emsal kararları takip etmek neden gereklidir? Bu
soruyu yanıtlamak için bir başka otoriteye (örneğin bir kanuna) atıfta bulunulabilir
ancak bu da sorgulanabilir. Nihayetinde, belki de hukuki muhakemenin temelden
(yalnızca hukuki olmayan, derin) gerekçelendirilmesi alanında ilk kez şuna benzer
bir somut dayanağa ihtiyaç duyulur: Karar verici, emsal kararları takip ederken, hu-
kuki kararların ahlaki açıdan değerli olan öngörülebilirliğini artırır.