Page 279 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 279
260 6. Hukukun Kaynakları Doktrini
Hız sınırları getiren mevzuat, örneğin araç kazalarının sayısını azaltma hedefine hizmet
eder.
Belirli bir kararın, bir hedefle herhangi bir nedensellik bağına sahip olup olmadığına
bakılmaksızın haklı ya da iyi olduğu için verilmesi gerektiğini ifade ederken bir haklılık
nedeni öne sürülmüş olur. Buradan hareketle, insanlara yardım etmek (ilk bakışta) iyi
bir şeydir; karşılaştırma için: yukarıda ahlaki ölçütlerle ilgili bölüm 2.3.1 ve 2.3.2.
NJA (1973 s. 628) davasında, gemi kiralayan bir İsveçli ile yabancı bir nakliye şirketi arasındaki
bir sözleşme, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların Yunan mahkemeleri tarafından karara bağlanma-
sı gerektiğine dair bir madde içermekteydi. Bir Yunan mahkemesi bu doğrultuda bir karar verdi-
ğinde, kamu düzeni temelindeki bazı itirazlara rağmen, kararın İsveç’te uygulanıp uygulanamaya-
cağı sorusu ortaya çıkmıştır. İsveç Yüksek Mahkemesi bu soruyu olumlu yönde karara bağlamıştır.
Temel gerekçesi şuydu. Aksi yönde bir karar verilmesi, taraflardan birince anlaşmazlığın bir Yu-
nan mahkemesi tarafından karara bağlanmasının ve aynı zamanda bu kararın İsveç’te uygulana-
mamasının talep edilmesini mümkün kılacaktı. Tüm varlıklarının İsveç’te olması dikkate alındı-
ğında, bu diğer tarafı adalete erişimden mahrum bırakacaktı. Böylece karar (a) kişinin adalete eri-
şebilmesi gerektiği normu, (b) bir tarafın olası itirazlarının tanımı ve (c) olası ekonomik durumları-
nın tanımı (İsveç’teki tüm mal varlığı) da dâhil olmak üzere bir dizi öncülden çıkmıştır.
Kuşkusuz, varsayılan hedefin, taraflardan birini adalete erişimden mahrum bırak-
mamak olduğu söylenebilir. Ancak bu varsayılan norm tarafından talep edilenin bir
sonucudur. Böyle bir talep her zaman bir hedef olarak sunulabilir. Öte yandan, bu hede-
fin ifadesi ile karar arasındaki bağlantı, herhangi bir nedensel ifade içermemektedir.
Hem haklılık nedenlerinin hem de hedef nedenlerinin diğer ek nedenlerle desteklen-
mesi mümkündür. Dolayısıyla herhangi bir neden ek haklılık ve/veya hedef nedenlerini
içeren bir dizi öncülden çıkarılabilir. Böylece, örneğin belirli bir etkinin takip edilmesi
gereken bir hedef oluşturduğu yönündeki bir değer ifadesi desteklenebilir.
“Sonuçsalcı muhakeme”, “sonuç odaklı karar verme” (karşılaştırma için: ör. Rottleuthner 1980;
çalışmanın birçok yerinde ve 1981, 211; Koch ve Rüssmann 1982, 227 ve devamı), “hedef mu-
hakemesi”, “teleolojik muhakeme” vb. terimler muğlaktır. Alışılagelmiş hukuki tabirle, bu te-
rimler, bir kişinin, bir kararı, kararın nedensel sonuçlarının varsayılan hedeflere karşılık gelip
gelmediği temelinde yargıladığı durumu ifade ederler. Ancak bazen, mantıksal sonuçların de-
ğerlendirilmesini de içerirler. Buradan hareketle, Neil MacCormick (ör. 1978 s. 105-6, 108-119,
128, 129-151) hukuki muhakemenin sonuçsalcı karakterinin, kişinin olası rakip kararların hem
mantıksal imalarını hem de nedensel sonuçlarını değerlendirmesinden oluştuğunu iddia eder.
Önceki bölümler, hukuktaki somut dayanaklara ilişkin aşağıdaki tezleri desteklemekte-
dir. Hukuku yorumlayan kişilerin çoğu, gerçekte tutarlı olan sistemleri onaylamaya ve
mükemmel düzeyde rasyonel bir söyleme yaklaşmayı amaçlıyor gibi davranmaya eği-
limlidir. Pratik konular hakkında düzgün bir şekilde düşünmek amaçlanıyorsa bu eği-
limlere sahip olunması gerekir. Pratik konularda istikrarlı bir konsensüs yaratmak iste-
niyorsa da bu eğilimlere sahip olunmalıdır. İstikrarlı bir konsensüs, verimli organizas-
yon, şiddetin en aza indirilmesi ve nihayetinde türün hayatta kalması gibi hedeflere
ulaşılmasını kolaylaştırır.
6.1.3 Otorite Dayanakları ve Değişmezlik
Belirli bir yasama kararının, yargı kararının veya başka bir kararın, kararın içeriği dışın-
daki koşullar nedeniyle verilmesi gerektiği ifade edilirken bir otorite dayanağı öne