Page 56 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 56
HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ
1.2. Sezgicilik
Şayet “iyi” veya “olması gerekli” gibi ifadeler ampirik sözceler ara-
cılığıyla tanımlanabilir değilse, bu ifadelerin ampirik olmayan türden
bazı nitelikleri veya bağlantıları karşıladıklarının kabulü gerekir. Sez-
giciliğin iddiası da budur. Bu teze dayanan görüşler “sezgici” olarak
adlandırılır; çünkü ampirik olmayan bu varlıklar beş duyu ile değil,
başka bir beceri ile bilinebilir. Bazı yazarlar için bu altıncı his benzeri
15
ilave bir yetenek, bazı yazarlar için bu a priori bir içgörü yetisi , bir
16
kısım yazar için ise bu her ikisinin iç içe geçmiş halidir . Hangi varlık-
ların belirtildiği şekilde bilinebildiği ise ayrıca tartışmalıdır. Moore,
doğrudan bilinebilir olan yegâne ahlaki niteliğin “iyi” niteliği olduğu
görüşündedir. Bu niteliğin, örneğin “sarı” niteliği gibi, basit ve incele-
17
nemez olması gerekir. Ross’a bağlı kalındığındaysa “iyi” ve “doğru”
18
gibi iki adet tanımlanamaz ifadeden söz edilir. Bunun aksine, Sche-
ler ’e göre dört tür değer bulunur: hoş ve nahoş değerler, yaşamsal de-
ğerler, tinsel değerler ve kutsal değerler. Bu değerler arasında hoş ve
nahoş değerlerin en düşük, kutsal değerlerin en yüksek öncelik sırasına
19
sahip olduğu, a priori bir öncelik sıralaması vardır. Bu şekilde sadece
birkaç sezgisel görüş zikredildi.
Sezgisel olarak adlandırılabilecek bütün teorilere göre pratik söy-
lem meselesi apaçıklıklar (Evidenzen)* sayesinde çözülür. Apaçıklıklar
15 Bkz. W. D. Ross, The Foundations of Ethic, Oxford 1939, S. 320.
16 Örneğin bkz. M. Scheler, Der Formalismus in der Ethik und die materiale Wer-
tethik, 5. Aufl. Berlin / München 1966, S. 87: “Tüm değer öncellerinin (ve ahlaki
öncellerinin de) asıl yeri hissetmede, tercih etmede ve son kertede sevmede ve
nefret etmede inşa edilen değer bilgisi yahut değer algısıdır.”
17 G. E. Moore, a.g.e., S. 7.
18 W. D. Ross, The Right and the Good, Oxford 1930.
19 M. Scheler, a.g.e., S. 122 vd.
* Ç.n.: Apaçıklık (Evidenz); “Bir doğrunun zihinde bir anda görünmesi. Apaçık-
lık bir fikrin zihinde tam belirgin bir biçimde, doğruluğu tartışılamayacak bir bi-
çimde kendini göstermesidir. Apaçık doğrular anlatımlarını apaçık önermelerde
bulurlar. Apaçıklık söz konusu olduğu yerde gidimli düşünceden çok sezgisel
düşünceye dayanan dolaysız bir açınım söz konusudur. Bu dolaysızlık herhangi
54