Page 55 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 55

GEREKÇELERİN YAZILMASI: HÂKİMLER İÇİN EL KİTABI

                         Bu örnekte başlık, yasaklayıcı kesin hüküm terimini açıklığa kavuşturmakta ve kısım, konu-
                         yu somut hâle getirmek için annenin tutumunu belirterek başlamaktadır (açılış cümlesinde
                         çünkü kelimesinin kullanıldığına dikkat edin).

                         [4]  Anlatımın Organize Edilmesi
                         Akira Kurosawa’nın harika filmi Rashômon, bir samurayın öldürülmesini dört farklı bakış
                         açısıyla  anlatıyor:  samurayın  kendi  bakış  açısıyla,  olay  yerinde  bulunan  karısının  bakış
                         açısıyla, katilin bakış açısıyla ve olaya tanık olan bir oduncunun bakış açısıyla. Tarafların
                         her biri, şaşırtıcı olmayan bir şekilde farklı bir şey görmüş ve farklılıklar asla çözülmemiştir.
                         Film bir cinayet gizemi olsa da asıl soru kimin yaptığı değil gerçeğin doğasının ne olduğu-
                         dur? Hikâyeyi kim anlatıyor ve nasıl anlatılıyor; tüm farkı bunlar yaratmaktadır.
                           Kurosawa’nın  filmi  bakış  açılarındaki  değişimlere  dayanır.  Karakterler  farklı  hikâyeler
                         anlatır çünkü farklı gerçekleri görürler. Kurgunun teknik sözlüğüne göre her karakter birinci
                         şahıs bir anlatıcıdır; üçüncü şahıs anlatıcı olmadığı için tüm karakterlerin dışında hiç kimse
                         yoktur ve hatta nesnel hakikat iddiası bile elde edilemez. Hukuki anlatımlar ise aksine, nere-
                         deyse her zaman üçüncü şahıs anlatıcılar tarafından anlatılır. Mahkeme salonundaki avukat-
                         lar  müvekkillerinin  bakış  açısını  benimseyebilir,  kendilerini  bir  anlamda  müvekkillerinin
                         konumlarıyla özdeşleştirebilir ancak yine de kendileri hakkında değil onlar hakkında hikâye-
                         ler anlatırlar; birinci şahıs anlatımı tanıklıkla sınırlıdır. Daha da belirgin anlamda hâkimler
                         de üçüncü şahıs olarak anlatırlar; aralarında tarafsız bir şekilde karar vermeye çalışarak tüm
                         tarafların hikâyelerini anlatırlar.
                           Hâkimler teknik olarak üçüncü şahıs olarak anlatsalar da bu durum, okuyucuların hâkim-
                         lerin duruşlarını mutlaka Tanrısal bir duygusuzluk ve nesnellik duruşu olarak algılamaları
                         gerektiği  anlamına  gelmez.  Hiçbir  anlatım  bu  anlamda  tamamen  ön  yargısız  olamaz.  Bu
                         durumun neden böyle olduğunun anlaşılması, sadece bir anlatıcının bakış açısını değil anla-
                         tımın  odak  noktasını  da  düşünmeye  yardımcı  olur.  Bir  anlatıcı,  bir  hikâyeyi  üçüncü  kişi
                         olarak anlatabilir ancak tek bir karaktere o kadar dikkatle odaklanabilir ki okuyucular, olay-
                         ları o karakterin görüş alanı içinde görmeye başlarlar. Kısacası ayrıntıların organizasyonu ve
                         seçimi yoluyla üçüncü şahıs anlatıcılar, birinci ve üçüncü şahıs anlatımları arasındaki ayrımı
                         neredeyse unutturabilirler. Edebî eleştiri jargonunda bu teknik odaklaştırma olarak adlandırı-
                         lır. Gerekçeli kararlarda odaklaştırma taraflılık izlenimi yaratabilir.
                           Bu  iddianın  doğruluğunu  test  etmek  için  Lord  Denning’in  Yaşlı  Herbert  Bundy’nin
                         hikâyesini anlattığı ünlü bir gerekçeli karar anlatım incelemesine bakabiliriz:
                             Broadchalke, İngiltere’nin en hoş köylerinden biridir. Yaşlı Herbert Bundy orada çift-
                             çiydi. Evi, Yew Tree Çiftliği’ndeydi. Çiftliğin 30 yıllık geçmişi vardı. Ailesi nesillerdir
                             oradaydı. Çiftlik onun tek varlığıydı. Ama çok aptalca bir şey yaparak bankaya ipotek
                             ettirmişti. Hem de ne var ne yok her şeyi. Bunu kendisi için değil oğlunun iyiliği için
                             borç almak amacıyla yapmıştı. Şimdi ise banka üzerine geliyordu. Çiftliğe haciz koydu-
                             lar.  Onu  Yew  Tree  Çiftliği’nden  çıkarıp  satmak  istiyorlar.  Bu  davayı  kendisine  karşı
                             mülkiyet için açmışlardı. Çiftliği terk etmesi onun için mahvolmak demektir. Kendisine
                             adli yardım sağlandı. Avukatları savunma yaptı. Avukatları, bankaya borçlandığı sırada
                             kendisinin ne yaptığının farkında olmadığını veya olayın koşulları her ne olursa olsun
                             söz konusu borçlanma ile bağlı olmadığını söylemişlerdi. Yargılamada, içinde bulundu-

                                                           36
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60