Page 68 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 68
ÖZLÜLÜK
Son soru en anlamlı olanıdır çünkü delillerdeki laf kalabalığı çoğu zaman kötü yapısal se-
çimlerin bir belirtisidir. Bilgiyi dışlama testi sorunlarla alakalıdır. Bu nedenle soruna dayalı
yapılar delillerin sunumunu disipline eder. Sorunları net bir şekilde çerçevelediyseniz ve
olgular için etkili bir yapı seçtiyseniz özlü olma olasılığınız daha yüksektir. Kısacası hiç
düşünmeden, sadece argümanın yapısına yoğun bir şekilde dikkat gösterilerek özlülük elde
edilebilir.
3.02 BLOK HÂLİNDE ALINTILARDA ÖZLÜLÜK
Kanunlara, emsal kararlara, tanıklıklara, bir alt mahkemenin kararlarına ve daha diğerlerine
yapılan alıntılar da gereksiz uzunluğa neden olur. Okuyucular, çoğu zaman hâkimlere bir
sayfada blok hâlindeki bir alıntı ile karşılaştıklarında okuyucu olarak ne yapmaları gerekti-
ğini sorarlar. Yanıt hep aynıdır? “Atlayın.” Bir sayfada gözlerin kayıp gitmesine, zihnin
rahatsız olmasına ve parmağın huzursuzca bir sonraki sayfaya geçmesine neden olabilecek
basit bir girintinin ne anlamı var? Bunun bir koşullu refleks, alışkanlık hâline gelmiş dene-
yime sağlıklı bir Pavlovcu tepki olduğundan şüpheleniyorum: Eğer bunu okursam aydın-
lanmaktan ziyade sıkılmak durumunda kalacağım ve daha büyük olasılıkla kafam karışacak
diye düşünüyoruz. Özlülük, bu türden alıntılar için feda edilen tek erdem değildir; açıklık da
genellikle ona eşlik eder.
Blok hâlinde alıntıları ekleme eğilimi fazladır ancak bunun yapılmasının çok az nedeni
vardır. Fazla alıntı yapma bir alışkanlık olduğundan bilinçli bir şekilde direnç gösterilmesi
gerekir. Alıntı yapmadan önce sormanız gereken iki soru vardır:
1. İlgili kısmın anlam olarak aktarılması alıntı yapılmasından daha mı az etkili olacak-
tır?
2. Bir alıntı daha etkili olacaksa bu alıntı ne kadarını içermelidir?
Bu gibi sorular birçok gereksiz kelimeden tasarruf sağlayacak ve okuyucuları ciddi sıkıntı-
lardan kurtaracaktır.
İlk soru sizi alışkanlığa direnmeye ve bilinçli bir seçim yapmaya zorlar: Okuyucular an-
lam olarak almayı alıntı yapmaya tercih ettikleri hâlde neden anlam olarak almayıp alıntı
yapıyorum? Alıntı yapmak için birçok neden bulunmaktadır. Bir sözleşmenin veya kanunun
ya da emsal kararın anlamı tartışmalıysa o zaman söz konusu kelimelerin tam olarak alıntı-
lanması gerekir. Bu tür durumlar nadiren ortaya çıkar ve ele alınması kolaydır. Alıntı yap-
manın diğer nedenleri daha tartışmaya açıktır. Orijinal bir ifadeyi anlam olarak almaktan
daha “etkili” kılan ne olabilir? Daha özlü olabilir. Daha açık bir şekilde ifade edilmiş olabi-
lir. Daha akılda kalıcı olabilir. Alışılmadık bir noktayı kendine özgü bir şekilde otoriter
olarak ifade edebilir. Bir tanığın temel bir ifadesini tek bir cümleyle yakalayabilir. Böyle
durumlarda alıntılar oldukça ikna edici olabilir. Burada zorluk, muhtemelen hukuk fakülte-
sinde edinilen kopyala-yapıştır şeklindeki blok hâlinde alıntı yapma alışkanlığına karşı koy-
mak için böyle bir durumla karşı karşıya olduğunuzdan emin olmanızda yatar.
İkinci soru da alışkanlığa karşı direnç gerektirebilir. Birçok alıntı açıkça çok uzundur. Ne-
den? Bu durumun her şeyden önce alıntının bağlamdan koparılmadığına okuyucuları ikna
etme arzusundan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu haklı bir kaygıdır. Ancak örneğin birkaç
cümleden oluşan bir alıntının bağlamı nedir? İçinde bulundukları tüm paragraf mı? Yoksa
49