Page 69 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 69
GEREKÇELERİN YAZILMASI: HÂKİMLER İÇİN EL KİTABI
bir kısmın tamamı mı? Ya da bölümün tamamı mı? Çok derinlemesine araştırılırsa bağlam
sorunu sonsuza kadar devam edebilir. Kısacası bir seçim yapılmalıdır: Bir okuyucunun bu
alıntının doğruluğuna ve eksiksizliğine güvenmesi için ne kadar bağlam gereklidir? Bağlamı
detaylandırma ihtiyacı hissediyorsanız blok hâlindeki bir alıntıdan önce ya da sonra yapılan
açıklamalar genellikle bir alıntıya daha fazla kelime eklemekten çok daha etkilidir. Dahası
okuyucular bağlamı sorgularlarsa her zaman için alıntıyı takip ederek asıl belgeye bakabilir-
ler. Hiçbir şey bir okuyucu için yalnızca sonunda italik yazılmış bir cümleyi ve parantez
içinde “italikler bana aittir” ifadesini bulacağı bir sayfa uzunluğundaki bir alıntıyı isteksizce
okumaktan daha moral bozucu olamaz.
Münferit bir alıntının uzunluğu bazen tek sorun değildir. Bir davada kanun yoluna başvu-
rulacağı anlaşılıyorsa yargılamayı yapan hâkimler, genellikle eldeki sorununun analizini
desteklemek üzere bir dizi alıntı eklemek zorunda hissederler. Bununla birlikte nadir durum-
larda, bu tür alıntı eklemeleri gereklidir ve bu durumda bile ilgili materyal genellikle alıntı
yerine anlam olarak aktarılarak sunulabilir. Bir emsal karara atıfta bulunmayı gerektiren en
yaygın durumlarda genellikle tek bir dava asıl emsal karar konumundadır ve buradaki her
şeyin alıntı yapılması gerekir.
Blok hâlindeki alıntıların tehlikeleri, genellikle oldukça etkili olan bir cümle içinden kısa
bir alıntı yapılması konusunda caydırıcı olmamalıdır: Orijinal metnin canlılığını ve otoriter-
liğini sizin kendi tonunuzun netliği ile birleştirebilirler.
3.03 TARAFLARIN TUTUMLARINDAKİ ÖZLÜLÜK
Yargısal laf kalabalığının başlıca nedenleri delillerin ele alınmasında ve blok hâlindeki alın-
tılarda yatmaktadır. Üçüncü bir sorun ise daha az yaygındır: tarafların tutumlarının fazla
kelime kullanılarak (ve çoğu zaman dağınık şekilde) açıklanması. Burada da delillerin ele
alınmasında olduğu gibi kelime fazlalığı genellikle zayıf yapıdan kaynaklanmaktadır.
Bir gerekçeli karar için bilgileri bir araya getirirken “Tarafların Tutumları” adı verilen ay-
rı bir bölüm oluşturulması cazip gelir. Bu tür kısımların, tüm tarafların tüm sorunlara ilişkin
tüm tutumlarına yer verirken dikiş yerlerinden patladığının görülmesi nadir değildir. Bu
uygulama netliğe engel olmaktadır. Bölüm 2’de de gördüğümüz üzere soruna dayalı bir
yapıda, tarafların konumları ilgili sorunların içine yerleştirilecektir. Bununla birlikte bu tür
bir yapı bile laf kalabalığı sorununu mutlaka çözmeyecektir.
Taraf beyanlarını kısaltmak, bunların bir gerekçeli karardaki işlevlerinin hatırlanmasına
yardımcı olur. “Taraflar dinlenildiklerini bilmek isterler” ifadesi tam da doğru olduğu için
bir slogan hâline gelmiştir. Ancak bu, tarafların, argümanlarının yalnızca tekrar edilmesini
takdir edecekleri anlamına gelmez. Muhtemelen istedikleri şey, özellikle kaybetmişlerse,
argümanlarının gerekçeli bir şekilde değerlendirilmesinin delilidir. Muhakemenin kapsamı,
doğal olarak, sorunun ciddiyetine ve karmaşıklığına bağlı olarak değişecektir. Retorikçiler
genellikle ikna etmenin bedelini tartmaktan söz ederler: Yük ne kadar ağırsa, muhakeme de
o kadar ağır olur. Eğer bir nokta ağır ve çekişmeli ise tarafların tutumlarının ayrıntılı bir
analizini gerektirebilir; eğer söz konusu nokta önemsizse bir tarafın söylenecek bir şeyi (ne
olursa olsun) kavramasının sonucuysa, bu durumda, uzun uzadıya ele alınmasına gerek
yoktur.
50