Page 167 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 167

152    7. Hukuki Realizm: Hukuki Analizin Konusu Olarak Kitap Üstündeki Değil, Pratikteki Hukuk

                         min, felsefi realizmin kendisi tarafından sağlanan felsefi ölçütlere göre haklı gösterile-
                         meyen kuramsal öncüllere dayanmasıdır. Neyin hukuken nitelikli bir yasa koyucu sayı-
                         lacağı sorusunu yanıtlamaya çalışırken, bir mahkeme veya hukuk kurallarını oluşturma,
                         değiştirme, uygulama veya kaldırma yetkisine sahip bir başka kurumsal otorite, anayasa
                         hukuku ve mahkeme teşkilatı ile yargılama usulü hukukuna ilişkin bir dizi geçerli kura-
                         la başvurmak zorunda kalacaktır. Başka bir deyişle, bunlar, Hâkim Holmes’un “mah-
                         kemelerin gerçekte yapacak olduğu şey” özdeyişine basitçe atıfta bulunularak tanımla-
                         namazlar.  Aksine,  Parlamento,  bir  mahkeme  ya  da  hukuk  görevlisi,  varlığı  zorunlu
                         olarak, ilgili kurumun yasal tüzüğünü ve parlamentonun kanun yaparken izlemesi gere-
                         ken prosedürü tanımlayan bir dizi hukuk normunun veya ilgisine göre, mahkemelerde
                         hukukun uygulanmasında izlenecek mahkeme yapısını ve yargılama usulünü tanımlayan
                         bir dizi hukuki normun şekilsel geçerliliğini (sadece realizm ile uyumlu etkinliğini de-
                         ğil) zorunlu kılan bir kurumsal olgudur.
                            Öncelikle böyle bir normatif analiz çerçevesinin varlığını varsaymadan, ilgili hukuk
                         sisteminde bir mevzuat maddesinin, bir yargısal emsal kararın veya bir idari organ tara-
                         fından verilen idari bir kararın geçerliliğine ilişkin herhangi bir hüküm verilemez.  Bu
                                                                                            43
                         nedenle, hukukun realist bir tanımının, hukukun bir dizi normatif, kurucu niteliğini de
                         içerecek şekilde uyarlanması gerekmektedir:
                            Hukuk, toplu olarak yargısal ideolojiye gönderimle tanımlanabilen ve yargı mensupları tarafın-
                            dan az ya da çok yeknesak bir şekilde içselleştirilmiş olan (Ross), hukukun kurumsal ve kurum-
                            sal olmayan ya da toplumsal nitelikteki kaynaklarından ya da hâkimler ve diğer hukuk görevlile-
                            ri tarafından yaygın olarak benimsenmiş olan tanıma kuralından (Hart) türetildiği şekliyle, bir
                            hâkimin ya da başka bir görevlinin hukuki takdir yetkisi üzerinde normatif etki yaratan argü-
                            manların ya da hüküm verme gerekçelerinin toplamıdır. Ayrıca hukuk sistemi kavramı, analitik
                            hukuki realizm ile değil, hukuki pozitivizm ile (Kelsen) tanımlandığı şekliyle, anayasa hukuku-
                            na  ve  mahkeme teşkilatı  ile  yargılama  usulü  hukukuna  ilişkin  kuralların  geçerliliğini  zorunlu
                            kılmaktadır.
                         Sonuç olarak, burada ele alınan, realizmle uyumlu hukuk kavramında bile birbiriyle iç
                         içe geçmiş iki tür kurucu unsur bulunmaktadır: yani, Alf Ross ve H. L. A. Hart’ın da
                         önerdiği  üzere,  mahkeme  kararlarının  yürürlüğe  konulmuş  “pratikteki  hukuku”nu  ta-
                         nımlayan hukuki realizmin kurucu öncülleri ve Hans Kelsen’in önerdiği üzere, diğerle-
                         rinin yanı sıra, anayasa hukuku ve mahkeme teşkilatı ve yargılama usulü hukukunun
                         normlarının geçerliliğine ilişkin ölçütleri belirleyen hukuki pozitivizmin kurucu öncülle-
                         ri.  Yalnızca  yürürlükteki  mahkeme  uygulamasının  pratikteki  hukukuna  yapılacak  bir
                         atıf,  parlamentonun,  mahkemelerinin  ve  hukuku  uygulayan  diğer  görevlilerin  sahip
                         olduğu hukuki nitelik statüsünü açıklanmamış olarak ortada bırakacaktır. Tekil olarak
                         ele alındığında, her ikisi de tatmin edici bir hukuk tanımı sağlayamamaktadır.
                            Mahkemeler ve diğer yetkililer nezdinde, analitik hukuki realizmin öngördüğü şekil-
                         de “pratikteki hukuk”un etkililiği olmaksızın, hukuki pozitivizm, şekilsel anlamda ge-
                         çerli  olsa  da,  mahkemeler  ve  diğer  yetkililer  tarafından  etkili  bir  şekilde  uygulanma

                         43   Ross, Towards a Realistic Jurisprudence (Realist Hukukbilime Doğru), s. 61-62. Karşılaştırma için:
                            Helin, Lainoppi ja metafysiikka, s. 143. “Bir ‘devlet’, ‘[yasal olarak] yetkili organ’ ve ‘egemen’
                            kavramları gibi benzer şekilde, bir ‘mahkeme’ ve ‘hâkim’ de hukuki niteliğe sahip kavramlardır.
                            (...) Hukuk, hâkimin davranışına atıfta bulunarak kapsamlı bir şekilde tanımlanamaz; çünkü, hâki-
                            min kim olduğunu bulmak için yasal düzen hakkında zaten bir şeyler bilmemiz gerekir.” (Bu çalış-
                            manın yazarı tarafından çevrilmiştir.)
   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172