Page 169 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 169

154    7. Hukuki Realizm: Hukuki Analizin Konusu Olarak Kitap Üstündeki Değil, Pratikteki Hukuk

                         kurallarının ve diğer hukuk standartlarının semantik anlam-içeriği gelecekteki davalar
                         için nasıl belirlenebilir?
                            Her iki bilim insanı da, bir hukuk sisteminin hukuki geçerlilik ve geçerli normlarının
                         belirlenmesi ölçütlerini [Kelsen aşkın-mantıksal Grundnorm (Temel Norm)] ile ve Ross
                         yargı mensupları ve diğer hukuk görevlileri tarafından toplu olarak benimsenen yargı
                         ideolojisi ile) tanımlamaktadır. Yine de hukuki yorumlama sorunu, Reine Rechtslehre
                         (Saf Hukuk Kuramı) [Türkçe çevirisi, çev. Ertuğrul Uzun, Nora Kitap Yay. (2016)] adlı
                         eserinin 1960 yılındaki ikinci baskısının en sonunda, bir tür son ek olarak konuya sade-
                         ce birkaç sayfa ayırmayı yeterli gören Kelsen tarafından hiçbir zaman uygun bir biçim-
                         de ele alınmamıştır. Ross için ise, hukukun nasıl anlamlandırılacağı ve yorumlanacağı
                         konuları, hâkimin normatif ideolojisi aracılığıyla açık bir biçimde ele alınmaktadır.



                         7.6  Analitik Hukuki Realizmin Eleştirel Bir Değerlendirmesi

                         7.6 Analitik Hukuki Realizmin Eleştirel Bir Değerlendirmesi
                         Analitik  hukuki  realizm,  hukuku,  mahkemeler  ve  diğer  hukuk  görevlileri  tarafından
                         etkili bir şekilde uygulanan ve hâkimler tarafından toplu olarak içselleştirilen normatif
                         ideoloji (Ross’a göre) veya yargı mensupları tarafından toplu olarak kabul edilen tanıma
                         kuralı (Hart’a göre) nedeniyle, büyük olasılıkla yakın gelecekte de uygulanmaya devam
                         edecek olan hukuk kural ve ilkeleri ile tekil hukuk öznelerine tanınmış bu kural ve ilke-
                         lere karşılık gelen hukuki hak ve görevlerin toplamı olarak tanımlamaktadır. Mahkeme-
                         ler ve diğer yetkililer tarafından hayata geçirilen pratikteki hukuk (Pound’a göre) artık
                         kitap üstündeki hukuk, yani yasa koyucunun başlangıçta amaçladığı ya da daha sonra
                         hukuk bilimi tarafından “parlatılmış” olan hukuk karşısında önceliğe sahiptir.
                            Rosscu öncüllere göre, tekil mahkeme kararları, hukukun nasıl anlamlandırılacağı
                         ve yorumlanacağı konusunda sabit bir gönderim olduğundan, hukuki kaynak doktrini
                         ve mahkemeler ile diğer görevliler tarafından yaygın olarak kabul edilen hukuki an-
                         lamlandırma ve yorumlama modelleri ışığında değerlendirildiğinde, mahkeme uygu-
                         lamasının iddia edilen doğal bütünlüğüne, yerleşik niteliğine veya varsayılan sürekli-
                         liğine başvurulması dışında hukukun hiçbir içsel eleştirisi mümkün değildir. Öte yan-
                         dan,  elbette  toplumdaki politik  ahlakın ya da genel olarak doğal hukuk felsefesinin
                         sunduğu  ölçütlere  atıfta  bulunarak  hukukun  dışsal  bir  eleştirisi  mümkündür.  Hem
                         analitik  hukuki  realizmin  (Ross’a  göre)  hem  de  analitik  hukuki  pozitivizmin  (Kel-
                         sen’e  göre)  bir  avantajı,  yukarıda  önerildiği  şekilde  bir  araya  getirildiğinde,  politik
                         ahlak normları, din veya toplumsal görgü kuralları gibi hukuk dışı herhangi bir şey
                         karşısında  hukuk  kavramının  kavramsal  netliğinin  sağlanmasıdır.  Analitik  hukuki
                         pozitivizmin ve analitik hukuki realizmin, toplumsal pragmatizm ya da doğal hukuk
                         felsefesine  kıyasla  bir  diğer  avantajı,  hukukun  kurumsal  boyutunun  artık  usulüne
                         uygun olarak dikkate alınıyor olmasıdır.
                            Analitik hukuki realizm, realist bir ontoloji ve epistemolojiye kendini adamıştır. So-
                         nuç olarak hukuk, olması gerekenler dünyasında (Sollen) yerleşik görüngülerin bütünü
                         değil, olgular dünyasında (Sein) yer alan görüngüler, yani, normlar gibi mahkemeler ve
                         diğer hukuk uygulayıcı görevliler tarafından verilen tekil hukuki kararlar bütünü olarak
                         tanımlanmaktadır. Bu tür öncüller uyarınca, metafizik nitelikteki “dünyanın teçhizatı”,
                         ampirist bir analiz çerçevesiyle eşleşecek şekilde ana hatlarıyla belirtilmiştir. Burada,
   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174