Page 125 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 125

106                                          3. Hukuki Muhakemenin Rasyonelliği

                            ğerlerinin yanı sıra, “kuğu” kavramı, hiç kimsenin gözlemlemediği kuğular da dâhil
                            olmak üzere tüm kuğuları ifade eder.
                         2.  Sonuç olarak, tüm gözlemler, gözlemi yapan kişinin kullandığı dile ait kavramların
                            temelini  oluşturan  kuramlara  bağlıdır.  Genel  olarak,  birçok  düşünür,  bir  “kuram
                            çemberi”nin varlığını vurgular: Kişi, bir kuramı verilere, verileri ise bir kurama göre
                            yargılar. “Gözleme dayalı önem birimi, bilimin tamamıdır” (Quine 1953, 42. Karşı-
                            laştırma için: Quine 1960, 40 ve devamı). Yine de bilginin bir kısır döngüyü temel
                            alması şart değildir.
                            a)  İnsanlar gerçek anlamda p’yi q ile q’yu da p ile gerekçelendirmezler. Daha çok,
                              bir “gerekçelendirme” sarmalı içerisine girerler: İlk başta p, q’yu gerekçelendirir,
                              daha sonra q, p’nin değiştirilmiş bir versiyonunu (mesela p’) gerekçelendiren bir
                              neden teşkil eder ve daha da sonra, p’, q’nun değiştirilmiş bir versiyonunu (mese-
                              la q’) gerekçelendiren bir neden teşkil eder.
                            b)  Sonuç olarak, “kuram çemberi” daha çok bir “kuram sarmalı”dır. Veri 1 Kuram 1’i,
                              bu Veri 2’yi, bu Kuram 2’yi, bu Kuram 3’ü gerekçelendirir vb. Dolayısıyla Veri 2’nin
                              tanımı Kuram 2’ye ilişkin değil, Kuram 1’e ilişkin terimleri gerektirir (karşılaştırma
                              için: Kutschera 1972 cilt 1, 258; Hermerén 1973, 73 ve devamı). Doğa biliminde,
                              veri ve kuram arasındaki kavramsal ayrım her zaman yapılabilir.
                         3.  Birçok hümanist kuramla ilgili olarak, hangi önermelerin gözlemsel verileri bildirdiği-
                            ni  ve  hangilerinin  kuramların  ifadesi  olduğu  net  bir  şekilde  söylenemez.  Stegmüller
                            (1975, 84-85; karşılaştırma için: Aarnio 1979, 154-155) bu özelliği, genellikle aşağı-
                            daki şekilde karakterize edilen, yorumsamacı döngünün detaylı bir açıklaması olarak
                            görür: “(ister edebi isterse felsefi bir eser, isterse de bir düşünüre veya bir döneme ait
                            bir çalışmanın tamamı olsun) bir kültürel ürünün bütünü, ancak onu oluşturan parçaları
                            anlayarak, bu parçalar da yalnızca bütünü anlayarak anlaşılabilir” (Rescher 1977, 103).
                         Dolayısıyla kişinin, diğerlerinin yanı sıra (a) “yeterli nedensellik” gibi kavramları açık-
                         layan kuramlar ve ölçütler, (b) tazminat vb. amaçlarla ilgili somut nedenler ve (c) çeşitli
                         otorite dayanakları (örneğin farklı yöndeki emsal kararlar) gibi çeşitli hukuki konulara
                         yönelik yorumunu değiştirebilmesi ve böylece karşılıklı olarak uyarlayabilmesi şaşırtıcı
                         değildir. Nedenlerin bu şekilde uyarlanması genellikle farklı kişiler arasındaki bir diya-
                         logda meydana gelir [lehine veya aleyhine (pro aut contra) muhakeme; karşılaştırma
                         için: Naess 1981, 80 ve devamı].
                            Örneğin aşağıdaki diyalog tasavvur edilebilir.

                            B’nin lehteki argümanı: A, zararı tazmin etmelidir, çünkü ihmali sonucunda zarara
                         neden olmuştur.
                            A’nın aleyhteki argümanı: Ama sonuç fazla uzak olduğu için nedensellik bağı yeterli
                         değildir;  karşılaştırma  için:  yeterlilik  ölçütü  3  (bölüm  3.1.2).  Dolayısıyla  A,  haksız
                         fiilden sorumlu değildir.
                            B’nin lehteki argümanı: Sonuçta A, zararı tazmin etmelidir, çünkü ihmalkâr davranı-
                         şı, zararı, bir uzman için öngörülebilir ve dolayısıyla ölçüt 2’ye göre yeterli kılmıştır.
                            A’nın aleyhteki argümanı: Ancak böyle bir tazminat, haksız fiil hukukunun amacı
                         dışında kalmaktadır (bölüm 3.1.3). Bu, A’nın sorumlu olmamasını sağlamaktadır.
   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130