Page 160 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 160

4.1 Tutarlılık                                                      141

                            Evrensellik,  tüm  kavramlar  ve  kuramlarla  ilişkilidir.  Kavramları  kullanırken,  bir
                         nesneler  sınıfı  üzerine  aynı  etiketi  koyarız.  Buradan  hareketle,  “kuğu”  kavramı,  tüm
                         kuğuları ifade etmiş olur. Bir kişinin kavram olmaksızın, sadece bireysel isimleri kulla-
                         narak düşünmesi mümkün değildir.
                            Bir  ifadenin  evrenselleştirilebilirliği,  genellikle  bu  ifadenin  evrensel  bir  ifadeden
                         mantıksal olarak çıkarılması olarak tanımlanır. Ahlak, normların ve değer yargılarının
                         evrenselleştirilebilir olmasını gerektirir.
                         b.  Genellik ise, evrenselliğin aksine, derecelendirilebilir niteliktedir. Söz konusu kav-
                            ram ne kadar genel olursa, kapsadığı nesnelerin sayısı da o kadar fazla olur (karşılaş-
                            tırma için: Hare 1972/73, 2 ve devamı).
                            Hukukta, bu tutarlılık şekli, diğerlerinin yanı sıra, birçok ülkedeki ceza kanunlarının
                         genel olarak ihmal, kasıt, meşru müdafaa vb. ile ilgilenen genel bölüm olarak adlandırı-
                         lan  bölümlerde  kendini  göstermektedir.  Alman  Medeni  Kanunu  (BGB)  gibi  medeni
                         kanunlarda  da  genel  bir  bölüm  bulunmaktadır.  Ayrıca  hukuki  muhakemede,  örneğin
                         davalının ihmali olmadığı gerekçesiyle suçsuz olduğunu iddia etmesi ve ihmal olmaksı-
                         zın sorumluluk doğmasının adil olmayacağını savunması durumunda, genellikle kökle-
                         rini ahlak felsefesinden alan genel argümanlar kullanılır.
                            Benzer olana benzer şekilde muamele edilmesi ahlaki fikri tamamen mantıksal ol-
                         mayıp daha çok genelliği içerir. Bu nedenle, iki kişiye farklı muamele edilmesi gerekti-
                         ğine dair bir yargı, bu kişiler arasında konuyla ilgili farklılıkları gösteren ve böylelikle
                         farklı muameleyi destekleyen bir dizi makul öncül ile tamamlanamadığı takdirde, ahlaki
                         bir yargı değildir. Bu makul destek gerekliliği, salt evrenselleştirilebilirlikten daha güç-
                         lüdür (karşılaştırma için: Alexy 1985, 357 ve devamı).
                            Bu arada, Kant’ın kişinin yalnızca genel bir yasa olmasını isteyebileceği düstura uygun olarak
                            hareket etmesi gerektiğini ifade eden kategorik zorunluluğu da salt mantıksal değildir. “Katego-
                            rik zorunluluk öğretisinin ana fikrinin şu olduğu görülüyor: Bir toplum içerisinde bir araya gel-
                            miş çok sayıda birey [...] birbiriyle çatışan çok sayıda çıkara [...] sahiptir. Güçlerin ve çıkarların
                            serbest oyunu tek düzenleyici etken olsaydı [...] sonuç [...] kaos olurdu. Kant’a göre, buna karşı
                            yardımcı olabilecek tek ve aynı zamanda yeterli olan şey, eylem düsturu üzerine rasyonel dü-
                            şünmedir.” (Patzig 1980, 162-163).
                         c.  Söz  konusu  kavram,  görüngülerden  birinin  diğerine  veya  üçüncü  bir  görüngüye
                            benzer olduğu bir görüngü kümesine atıfta bulunuyorsa, bir kavramsal ailenin varlı-
                            ğından söz edilir.
                            Hukuki muhakemede, bu tür bir genellik ve dolayısıyla tutarlılık, kıyas yoluyla sa-
                         vunma  yapıldığında  kendini  gösterir.  Bu  argümantasyon  biçimleri  arasında,  hukukta
                         kıyas  olarak  adlandırılan  argümantasyon  biçimi  bulunmaktadır;  bu  argümana  göre,
                         belirli bir olay tipik olarak kanun kapsamındaki olaylara o kadar benzerdir ki, bu olayın
                         bizzat dilsel anlamı ile kapsanmış sayılması gerekir. Bir diğer argüman biçimi ise, ka-
                         nuni bir normun uygulama alanını saf dilsel sınırlarının ötesine geçecek şekilde geniş-
                         letmek  için  çeşitli  benzerlikleri  kullanan  yasal  kıyastır.  Sonuncusu  ve  fakat  diğerleri
                         kadar önemli bir diğeri ise, bir davaya ait emsal kararın, bu davaya benzer olan daha
                         sonraki bir davada uygulandığı kıyas yoluyla muhakemedir.
                            Geniş anlamda, genellik ölçütleri hem genel kuramlar hem de belirli hukuki kararlar
                         için geçerlidir. Hukuki kavramların, genel kavramları kullanan tutarlı kuramlar tarafın-
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165