Page 165 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 165
146 4. Ahlaki ve Hukuki Muhakemenin Nihai Gerekçesi
sürece, sağlam temellere dayanan bir yargıdan daha iyi olabilir. Ancak argümanla des-
teklenen bir yargının, rasyonellik ve gerçeklikle ilgili konularda böyle bir desteğe sahip
olmayan bir yargıdan daha iyi olduğundan şüphe etmek zordur.
4.2.2 Tutarlılık, Veriler, Ön Varsayımlar ve Gerçeklik
Bununla birlikte, bir şüpheci, bir kuramın tutarlı olabileceği ve yine de realite ile bağı
olmadığı konusunda ısrar edebilir. Ancak bu itirazı yanıtlamak kolaydır. Realite ile olan
bağ, tutarlılık ölçütleriyle sağlanır. Bu nedenle Ölçüt 9, bir tutarlılık kuramının çok
sayıda “veri adayını” veya “kesin ifadeleri” kapsamasını gerektirmektedir. Ölçüt 3,
hukuki muhakeme gibi belirli bir uygulamayı karakterize eden ön varsayılmış ifadelerle
tutarlılığı ilişkilendirir.
“Kesin” ifadeler, tüm insanlar tarafından veya en azından değerlendirilen kültüre ait
tüm normal insanlar tarafından doğru kabul edilirler. Bazı kesin ifadeler, belirli durum-
larla ilgilidir. Belirli bir durumların içerdiği önsezileri, gözlemleri, değerlendirmeleri
vb. ifade ederler. Bir gözlemi açıklıyorlarsa, veri ifadeleri olarak değerlendirilebilirler.
Diğer kesin ifadeler, gözlemlerin, değerlendirmelerin vb. rasyonel olarak yeniden
işlenmesine yönelik yöntemleri tanımlarlar. Yöntemler, belki de diğer hususlarla
birlikte, tüm tutarlılık ölçütlerinin tartılması ve dengelenmesi yoluyla gerekçelendiri-
lebilirler.
“Ön varsayılmış” ifadeler, değerlendirilen kültüre ait belirli bir uygulama içerisinde
(ör. hukuk paradigması içerisinde) doğru kabul edilirler. Tutarlılık ölçütleri ile olan
bağlantıları arasında şunlar yer alır. Bilginin, gerekçelendirmenin, muhakemenin vb.
tümü, her biri sonuçları güçlü bir şekilde destekleyen öncüllerin kendi özüyle karakteri-
ze edilen farklı düzeyler, matrisler ve paradigmalar (örneğin ahlaki ve hukuki muhake-
me) hâlinde organize edilir. Bu öncüllerden bazıları, söz konusu paradigma içinde ön
varsayılmış olarak karakterize edilebilir. Dolayısıyla “paradigma” ve “ön varsayılmış
öncül” kavramları, güçlü destek kavramıyla bağlantılıdır. Ancak güçlü destek, tutarlılı-
ğın üçüncü ölçütüdür. Tutarlılık, yalnızca zayıf destek ortaya çıktığında değil, aynı
zamanda güçlü destek ortaya çıktığında da artar.
“Kanıtlanmış” ifadeler, uyumlu bir dizi kesin öncülden ve/veya hukuk paradigması
gibi belirli bir uygulama içinde ön varsayılan öncüllerden çıkar. Dolayısıyla bunlar,
tutarlılık ölçütleriyle dolaylı olarak bağlantılıdır.
Son olarak, tüm makul ifadeler, aşağıdaki şekilde, tutarlılık ve kesinlik fikirleriyle
bağlantılıdır. Bunların tutarlı bir dizi öncülden çıkarılmadığı hipotezi, yeterince yüksek
bir düzeyde doğrulanmamıştır.
Elbette, pratik muhakeme, genellikle hususların tartılmasını ve dengelenmesini içe-
rir. Böyle bir muhakemenin son adımı, irade ve duyguların etkisi altında seçilecektir;
karşılaştırma için: bölüm 2.4.5. Ancak tartma eylemi, yalnızca dengelenmesi gereken
hususlar tutarlı sistemler içerisinde organize edildiğinde rasyoneldir. Ayrıca tutarlılığın
beşinci ölçütü, açık bir şekilde tartma ve dengeleme ile ilgilidir. Böylece tutarlılığı,
tartılacak çeşitli hususlar arasındaki tercih ilişkilerinin sayısına bağlı hâle getirir.