Page 169 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 169
150 4. Ahlaki ve Hukuki Muhakemenin Nihai Gerekçesi
4.2.5 Doğruluk ve Tutarlılık ile İlgili Sonuçlar
Sonuç olarak, aşağıdaki metafizik varsayımlar (kanıtlanmamış olsa da) makuldür:
1. Eğer bir kuram mükemmel şekilde tutarlıysa, o zaman bilinebilecek olgusal gerçek-
lere karşılık gelmektedir.
Ayrıca:
2. Eğer bir kuram yüksek düzeyde tutarlı hâle getirilebilirse, bu durumda, söz konusu
olasılık için belirleyici olan doğruluk etmenleri vardır.
Dünyadaki bazı şeyler, bazı doğruluk etmenleri, tutarlılığın gerekli koşuludur. Doğruluk
etmenleri, bazı ifadelerin tutarlı bir dizi şeklinde sıraya konulabileceğini, bazı ifadelerin
ise konulamayacağını belirler.
Son olarak:
3. Bir kuram mükemmel şekilde tutarlıysa, bu durumda, doğruluk etmenlerine, o da
dünyaya karşılık gelir.
Dolayısıyla tutarlılık, bu karşılıklılığın yeterli koşuludur. Başka bir deyişle, bir ku-
ram ile doğruluk etmenleri arasındaki karşılıklılık, tutarlılığın bir gerekli koşuludur. (Bu
fikri bir tartışma sırasında sözlü olarak ifade eden Risto Hilpinen’e minnettarım).
Bu tezlerden ikincisinin akla yatkın olduğunu göstermek için aşağıdaki hususu be-
lirtmeme izin verin.
1. Elbette, bir kuramın harici bağa da sahip olması gereklidir. Örneğin bir politik ideo-
loji bir yandan son derece tutarlı olabilirken, diğer yandan ampirik temellerden yok-
sun olduğu için yanlış veya akla gelen tüm görüngüleri “açıklayamayacak” kadar be-
lirsiz olabilir. Bilgi ile ampirik veriler ya da en azından bazı “kesin” ve ön varsayılan
ifadeler arasında bir bağ olması gerektiğini daha önce (yukarıdaki bölüm 3.3’te) be-
lirtmiştim.
2. Bununla birlikte, kesin ve ön varsayılan öncüller sınıfı yalnızca paylaşılan önsezileri,
gözlemleri, niyetleri, değerlendirmeleri, çıkarları, yorumları vb. değil, aynı zamanda
bunların rasyonel olarak yeniden işlenmesine yönelik yöntemleri de içerir. Rasyonel
yeniden işleme, gözlemlerin, değerlendirmelerin vb. tutarlı kuramlar içerisinde dü-
zenlenmesini, rasyonel bir söyleme sunulmasını ve Popper’ın kestirimleri ve çürüt-
meleri gibi bilimsel yöntemlerle eleştirilmesini içerir. Böylece, tutarlılığın ana fikri,
tartışılan anlamda kesin veya en azından ön varsayılan bir ifade oluşturur.
3. Ayrıca kesin ve ön varsayılan ifadeler sınıfının tüm bilgi yapısını taşımaya yeterli
olabilmesi için tutarlılığın ana fikri ve ayrıca doğruluk kavramı ve ölçütleriyle ilgili
diğer temel varsayımlar da dâhil olmak üzere geniş anlamda anlaşılması şarttır.
Kant’tan alıntı yapmak gerekirse, şunları söyleyebiliriz: Bilgimiz, gözlemler vb. ol-
mazsa boş, yeniden işleme yöntemleri olmazsa kördür.
4. Son olarak, kişinin, gözlemsel veriler, diğer “kesin” ifadeler, çeşitli bilimsel disiplin-
lerin ve gündelik uygulamaların ön varsayımları, hipotezler, tahminler ve hatta rüya-
lar, dinî vahiyler vb. de dâhil olmak üzere çevresinde var olan tüm düşünceleri ve
bakış açılarını hesaba kattığını varsayalım. Bu şekilde, iki tutarlılık ölçütü, başka bir
anlatımla kuramın kapsamı ile ilgili ölçütler (yukarıdaki 9 ve 10. ölçütler) mükem-