Page 171 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 171
152 4. Ahlaki ve Hukuki Muhakemenin Nihai Gerekçesi
mektir. Benzer şekilde hukuki muhakemenin amacının da tam olarak neyin doğru oldu-
ğunu belirtmek olduğu söylenebilir.
Karşılaştırma için: Popper 1966, cilt 2, 384-5: “Öncelikle hem öneriler hem de önermeler, onları
tartışabiliyor, eleştirebiliyor ve onlar hakkında bir karara varabiliyor olmamız açısından birbiri-
ne benzerler. İkincisi, her ikisi hakkında da bir tür düzenleyici fikir vardır. Bu düzenleyici fikir,
olgusal gerçekler aleminde, bir ifade ya da önerme ile bir olgusal gerçek arasındaki uygunluk
fikri, kısacası doğruluk fikridir. Standartlar veya öneriler alemindeki düzenleyici fikir ise, örne-
ğin ‘haklı’ veya ‘iyi’ terimleri gibi birçok terimle adlandırılabilir.”
Son olarak, doğruluk kavramı, şeklî mantıkta bir işleve sahiptir. Buradan hareketle
mantıkçılar, 1’in şeklî anlamda “doğru” anlamına geldiği, 0 ve 1 olmak üzere iki değere
sahip bir hesap sistemi oluştururlar. Bilinen bazı itirazlara rağmen, şeklî açıdan uygun
değişikliklerin yapıldığı bu tür bir hesaplamanın, değer ifadelerine de uygulanabileceği
kanaatindeyim.
Ancak öte yandan, diğerlerinin yanı sıra hukuktaki normlar ve değer ifadeleri, tutar-
lılık ölçütlerini yüksek düzeyde karşılayabilir. Bu ölçütlerin yerine getirilmesi, bunların
gerçek olduğunu gösterir.
4.3 Rasyonel Söylem
4.3 Rasyonel Söylem
4.3.1 Söylemsel Rasyonellik Üzerine İlk Düşünceler
Burada, tutarlılık ve rasyonel söylem arasındaki ilişki hakkında bazı düşünceleri aktar-
mak istiyorum. Düşünceler, daha önce bahsedilmiş olan, Robert Alexy ile ortaklaşa
hazırlamış olduğum makaleyi yakından takip etmektedir (Alexy ve Peczenik 1989).
Tutarlı bir sistemin sağladığı avantajlar, kaçınılmaz olan üç dezavantajla kısıtlan-
maktadır.
Bunlardan birincisi, tutarlılık kavramından kaynaklanmaktadır. Tutarlılık bir derece
meselesidir. Aynı zamanda, kısmen uyumsuz taleplerin tartılmasına ve dengelenmesine
de bağlıdır. Tutarlılık ölçütleri, bir sistemin diğerinden daha tutarlı olup olmadığı sorusu
için her zaman tek bir yanıta götürmez. Bazı durumlarda, yalnızca bir sistemin bir açı-
dan daha tutarlı olduğuna, başka bir sistemin ise başka bir açıdan daha tutarlı olduğuna
karar verilir. Sistemler arasındaki seçim, yalnızca tutarlılık ölçütlerine dayalı olamaya-
cak bir değerlendirme yapılmasını gerektirir.
İkinci kısıtlama, tutarlılığın şeklî niteliğinden kaynaklanmaktadır. Tutarlılık ölçütle-
ri, normatif sistemlerin içeriği hakkında hiçbir şey söylemez. Elbette ölçütler genellik-
ten ve evrenselleştirilebilikten oluşmaktadır. Ayrıca tamamen ayrıntılandırılmış bir
gerekçelendirme, irrasyonellik ve adaletsizliğe değil, rasyonelliğe ve adalete katkıda
bulunma eğilimindedir. Dolayısıyla ölçütlerin yerine getirilmesi irrasyonelliği kısıtlar
ve adalete katkı sağlar. Yine de normatif bir sistemin adaletsiz ve mantıksız içeriğini
tamamen ortadan kaldıramaz.
Üçüncü kısıtlama, pratikte en önemli olanıdır. Tutarlılık derecelerine bakılmaksızın,
tüm normatif sistemlerdeki kaçınılmaz eksiklikten (“açık metinlilik”) kaynaklanır.
Normatif bir sistemin oluşturulması ve uygulamaya konulması, bazı yeni norm ifadele-