Page 166 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 166

4.2 Tutarlılık, Gerçeklik ve Doğruluk                               147

                            Hâlihazırda hukuki muhakemenin gerçekliği tartışması, tutarlılıkla bağlantısını vur-
                         gulayacak şekilde yeniden ifade edilebilir. Elbette, hukuki muhakemenin derin gerekçe-
                         lendirilmesi  konusu  sorunludur,  çünkü  bu  muhakeme  biçimi,  bir  yandan  kuramsal
                         önermelerin ve pratik (normatif veya değerlendirici) ifadelerin kendine özgü bir karışı-
                         mını oluştururken, diğer yandan yürürlükteki hukuk veya hukukun kaynaklarının yargı-
                         sal anlamı hakkında bilgi vermesi beklenir. Değer yargılarının nasıl (doğru) hukuk bil-
                         gisine  götürebileceğini  görmek  zordur.  Öte  yandan,  değer  yargıları,  yüksek  düzeyde
                         tutarlı bir dizi ifadeye kesinlikle dâhil edilebilirler. Böyle bir dizi ile “kesin” ve ön var-
                         sayılan  ifadeler  arasında,  ele  alınan  bağ  vardır.  Destekleyici  yapısı,  yüksek  derecede
                         mükemmelliğe sahiptir. Bu tür bir mükemmelliği neden hukuki muhakemenin gerçekli-
                         ği olarak kabul etmeyelim?



                         4.2.3 Doğruluk Kuramları

                            Peki, tutarlılık ve doğruluk arasındaki ilişki nedir?
                            Bu soruyu yanıtlamak için öncelikle doğruluk kavramı hakkında bir şeyler söylemek gerekir.
                              Bilimsel kuramların doğruluk arayışında başarılı olup olmadığı ve hangi anlamda başarılı
                            olduğu tartışmalıdır. Kuramlar, realitenin gerçek modellerini veya yorumlarını mı formüle et-
                            mektedir?  Kuramlar  yeri  doldurulamaz  mıdır;  kuramları  gözlemsel  önermelerle  değiştirmek,
                            doğru bilginin kaybedilmesine mi yol açar? (karşılaştırma için: ör. Kutschera 1972 cilt 2, 391 ve
                            devamı). Epistemolojik gerçekçilik bu sorulara olumlu, araçsalcılık ise olumsuz yanıt verir (kar-
                            şılaştırma  için:  kuramsallaştırma  paradoksu  üzerine  Hempel  1958,  49;  karşılaştırma  için:
                            Gärdenfors 1980, 78 ve devamı). Bununla birlikte, tartışmalar, konunun merkezi noktasını (“dü-
                            zenleyici” doğruluk fikrinin, bilimin yanı sıra kuramsal düşünmenin amacını sağlamasını) arka
                            plana atmamalıdır (karşılaştırma için: Popper 1972, 29-30).
                              Sıradan insanlar, doğruluğu, düşünceler ve olgusal gerçekler arasındaki uygunluk olarak gö-
                            rürler. Kabaca söylemek gerekirse, bir ifade, ancak ve ancak olgusal gerçekler bu ifadede belir-
                            tildiği gibiyse doğrudur. Bu, genellikle karşılıklılık kuramı olarak adlandırılan klasik doğruluk
                            kuramının özünü oluşturmaktadır.
                            Karşılıklılık doğruluk kuramı, diğerlerinin yanı sıra, René Descartes ve George Berkeley gibi
                            eski şüpheciler ve diğer birçok felsefeci tarafından vurgulanmış olan, aşağıdaki zorlukla karşı
                            karşıyadır. Düşüncelerimizi belirtebiliriz. Peki düşüncelerimizi olgusal gerçeklerle karşılaştıra-
                            bilir miyiz? Olgusal gerçekleri bilmenin tek yolu deneyime ve muhakemeye güvenmektir, ancak
                            bu bilgi kaynaklarının güvenilir olduğunu nasıl bilebiliriz? Kötü bir iblis her zaman hepimizi al-
                            datıyor olsaydı, bunu fark edemezdik ve olgusal gerçekler değil kurgulara inanırdık. Buradan
                            hareketle, bir bireyin olgusal gerçekleri değil, yalnızca kendi fiziksel deneyimlerini bildiği iddia
                            edilebilir.
                              Bu ve benzeri zorlukların bir sonucu olarak, birçok felsefeci, klasik olmayan doğruluk ku-
                            ramlarını savunmaktadır.
                              Tutarlılık doğruluk kuramına göre, p, ancak ve ancak yüksek düzeyde tutarlı bir dizi ifadeye
                            aitse doğrudur. Peki, yüksek düzeyde tutarlı bir kuramın doğru olması gerekli midir? Buna yö-
                            neltilecek  bariz  itirazlardan  biri,  bir  romanın  dahi,  doğru  olmasa  bile  yüksek  düzeyde  tutarlı
                            olabileceğidir. Dolayısıyla sofistike bir tutarlılık doğruluk kuramı, doğru bir ifadenin yaşamın
                            neredeyse tüm alanlarını kapsayan bir dizi ifadeye dâhil edilmesi gerektiğini iddia eder; karşı-
                            laştırma için: tutarlılık ölçütü 10.
                              Konsensüs kuramı, doğruluğu aşağıdaki şekilde tanımlar. Bir p ifadesi, ancak ve ancak insan-
                            lar p ile aynı fikirdeyse doğrudur. Dolayısıyla “Dünya yuvarlaktır” önermesinin doğru olduğu
                            gerçeği, dünyanın yuvarlak olduğu konusunda herkesin hemfikir olduğu gerçeğiyle aynıdır. Buna
                            yöneltilecek bariz itirazlardan biri, herkesin düz olduğunu düşündüğü dönemde de Dünyanın yu-
   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171