Page 235 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 235

216                                               5. Yürürlükteki Hukuk Nedir?

                         sesleri, kokuları ve diğer “duyusal verileri” fark edecekti. İnsanlar “verileri” bir orman
                         olarak  yorumlamamış  olsaydı,  orman,  tıpkı  yürürlükteki  hukukta olduğu  gibi  ortadan
                         kalkacaktı. Tüm kavramlar gelenekseldir. Ancak hiçbir kavramın var olan herhangi bir
                         şeye  atıfta  bulunmadığını  iddia  etmek  de  saçmadır.  Diğer  insanları,  onların  evlerini
                         vb.ni kendi faraziyesi olarak gören bir kişi normal bir hayat yaşayamaz ve günlük faali-
                         yetlerini gerçekleştiremez. Peki başkalarının parasını, mülkünü, vatandaşlığını vb.ni salt
                         faraziye olarak gören bir kişi, normal bir hayat yaşayabilir mi?



                         5.5.4  Alf Ross’un Öngörücülüğü

                         Alf Ross, İskandinav Realizminin en bilinen temsilcisiydi. Viyana’da Kelsen ve Uppsa-
                         la’da Hägerström’den hukuk felsefesi eğitimi almıştır. Daha sonradan, Viyana Çevresi
                         olarak adlandırılan grubun ve Amerikan Hukuki Realizminin bazı fikirlerini kabul et-
                         miştir. Böylece farklı etkileri tutarlı bir kurama entegre etme konusunda büyük bir kabi-
                         liyet sergilemiştir.

                            Ross’un kapsamlı bilimsel eserlerinin sadece bir kısmını, daha açık bir ifadeyle onun
                         öngörücü yürürlükteki hukuk kuramını tartışacağım.
                         1.  Ross şu görüşü dile getirmiştir: Belirli bir kuralın geçerli olduğuna ilişkin bilimsel
                            iddia, gerçek içeriğine göre, kuralın gelecekteki hukuki kararların gerekçelerinin ay-
                            rılmaz bir parçası olacağına dair bir öngörüdür (karşılaştırma için: Ross 1958, 44).
                            Daha kesin bir şekilde ifade etmek gerekirse: “‘P (Tahvil Kanunu, madde 28) şu an-
                         da Danimarka’nın yürürlükteki hukukudur’ [bilimsel - A.P.] iddiasının gerçek içeriği,
                         maddede belirtilen şartların mevcut olduğu kabul edilen bir davanın mahkeme önüne
                         getirilmesi hâlinde ve bu süreçte P’yi gerekçelendiren koşullarda herhangi bir değişiklik
                         olmamış ise, maddede yer alan ve hâkime yönelik yönerge, kararın gerekçesinin ayrıl-
                         maz bir parçasını oluşturacaktır.” (Ross 1966, 55. Buradaki ve aşağıdaki çeviri, Aarnio
                         ve Peczenik 1986’dan alınmıştır).

                            Bu bağlamda Ross, yürürlükteki hukuk hakkında bilimsel ve bilimsel olmayan ifade-
                         ler arasında bir ayrım yapmıştır. Bilimsel ifadeler hukuk öğretilerinin bir parçasını oluş-
                         tururken, bilimsel olmayan ifadeler, örneğin hâkimler tarafından dile getirilir. Öngörücü
                         kuram, sadece bilimsel ifadelerle ilgilidir.
                         2.  Bu kuramın felsefi arka planı şu şekildedir: Bilimsel önermeler, toplumda fiziksel
                            güç kullanımını tekeline alan kişilerin fiziksel davranışları ve zihinsel deneyimleri
                            ile ilgili, doğrulanabilir sonuçlara sahip olmalıdır. Bu sonuç, Ross tarafından ifade
                            edilen aşağıdaki tezlerden çıkarılmaktadır:
                            a)  Realite hakkında bir önerme, kişinin önermenin doğruluğunun test edilebileceği
                              belirli bir usule işaret etmelidir (Ross 1958, 39 ve 1966, 52).
                            b)  Her anlamlı önerme, fiziksel olgusal gerçekler veya zihinsel deneyimlerle ilgili
                              gözlemsel verilere atıfta bulunmalıdır (karşılaştırma için: a.g.e.).
                            c)  Hukuk, tekelleştirilmiş fiziksel güç kullanımına ilişkin kurallardan oluşur (karşı-
                              laştırma için: Ross 1958, 34 ve 1966, 47).
   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239   240