Page 42 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 42

1.3 “Hukuki Karar Verme” Kavramı                                     23

                         tartışmalı kimyasal maddeler içeren sosisler üretiyor ve kanuna göre ilgili makamlardan
                         alması  gereken  izni  almıyor.  B,  bir  sosis  satın  alıyor.  Bir  savcı,  1734  yılından  kalma
                         İsveç Ticaret Kanunu’nun 1. kısmının 10. maddesi temelinde alıcıya bir suçlama yönelti-
                         yor. Hükümde şu ifade bulunuyor: “Stadens vräkare tarafından görülmesi ve incelenmesi
                         zorunlu olan mallar, bu işlemler yapılmadan önce alıcılar tarafından satın alınamaz; aksi
                         takdirde hem satıcı hem de alıcı 10’ar taler para cezasına çarptırılacaktır” (karşılaştırma
                         için: Stromholm 1988, 314 ve devamı). Bu eski hüküm modern davalara uygulanabilir
                         mi? Bu mantıken mümkündür. Elbette, günümüzde artık stadens vräkare kalmamıştır.
                         Bugün  pek  anlaşılmayan  bu  eski  İsveççe  sözcük,  “eski  tarihlerde  İsveç’te  temel  gıda
                         maddelerini teftiş etmekten sorumlu belediye işçisi” anlamına gelmekteydi. Yine de bu
                         işçinin görevinin, mevcut denetim makamlarınınkine karşılık geldiği varsayılabilir veya
                         hüküm, fiilen uygulaması olmayan bir hüküm, diğer bir deyişle, mahkemelerce yürürlük-
                         te olduğu kabul edilmesine rağmen görmezden gelinebilecek kadar güncelliğini yitirmiş
                         midir? Hatta yeni gelenekler, hükmün meşruluğunu hâlihazırda kaybetmesine (desuetudo
                         derogatori olarak adlandırılan duruma) ve dolayısıyla göz ardı edilmesine neden olmakta
                         mıdır?
                            Bir hükmün geleneksel olarak geçerliliğini kaybetmesi süreci biraz zaman almakta-
                         dır. Mahkemeler, en başta hükmün diğer davalarda uygulanmasının hukuki olasılığını
                         tamamen göz ardı etmeden, hükmü genellikle “unutmaya” eğilimli olurlar. Hukuk dili
                         izin veriyorsa, hükmü “yarı geçerli” olarak da nitelendirebilirler. Bunun haricinde, hü-
                         küm  “fiilen  uygulaması  olmayan”  olarak  adlandırılmaktadır.  Ancak  sonrasında  böyle
                         bir belirsizliği hiçbir gerekçenin artık haklı çıkarmadığı görülebilir. Hüküm, fiilen ilga
                         edilme (desuetudo) yoluyla geçerliliğini kesin olarak yitirmiştir.
                            Kanunun fiilen uygulanmama yoluyla ilga edilmesi veya yürürlükten kalkması (de-
                         suetudo)  ile  ilgili  sorular  elbette  değer  yargılarında  bulunulmasını  gerektirmektedir.
                         Ancak belirli bir dereceye kadar, örneğin bazı emsal kararlarda ifade edilen belirli yer-
                         leşik  normlara  dayanılabilir. Bununla  birlikte,  mahkemenin gerçek  değer yargılarında
                         da bulunması gerekecektir.



                         1.3  “Hukuki Karar Verme” Kavramı

                         1.3 “Hukuki Karar Verme” Kavramı
                         Bu suretle, bir hukukçunun, diğerlerinin yanı sıra, bir temellendirme yapmak (madde
                         1.2.1.), bir kanunu veya bir başka hukuk kaynağını yorumlamak (madde 1.2.2.), hukuk-
                         taki boşlukları belirlemek ve doldurmak (madde 1.2.3.), davanın olgularını tespit etmek
                         (madde 1.2.4.), bir uygulanabilir norm seçmek (madde 1.2.5.), bir hukuki sonuç seçmek
                         (madde 1.2.6.) ve bir kanunun fiilen uygulaması olup olmadığı sorusunu cevaplamak
                         (madde 1.2.7.) için değer yargılarında bulunması gerekmektedir.
                            Değerlerin bu rolü, “hukuki karar verme” kavramını temelden etkilemektedir. Aşa-
                         ğıdaki  koşullar  yerine  getirildiği  takdirde,  bir  mahkemenin  veya  bir  makamın  kararı
                         “hukuka uygun” olarak nitelendirilmeyi hak etmiş olur:
                         1.  Karar, bir kanun tarafından ve/veya emsal karar, mevzuat geçmişi, gelenek, hukuk
                            literatürü vb. bir başka hukuk kaynağı ile desteklenmesi hâlinde.
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47