Page 199 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 199

BAŞLICA PRATİK SÖYLEM TEORİLERİ

                            7.3. Evrensel oditoryum kavramının Habermas’ın anlayışına uygun
                        olan bir genelleştirilebilirlik talebiyle bağlantılı olduğu yukarıda zaten
                        ortaya konmuştu. Herkesi ikna etmek isteyen bir kişi, sadece herkesin
                                                             573
                        kabul edebileceği normlar önermelidir.
                            Şimdiye kadar dile getirilen veya bunlara karşılık gelen talepler yu-
                        karıda hali hazırda tartışılmıştır. Bunların rasyonel ahlaki argümantas-
                        yon için gerekli olan, ancak yeterli olmayan koşullar olduğu da belirtil-
                        miştir. Bu takdirde, Perelman’ın daha başka, hatta daha kapsamlı kri-
                        terler sunup sunamayacağı sorulabilir.

                            7.4. Perelman, argümantasyonun başlangıcına ilişkin olarak, evren-
                        sel oditoryum huzurundaki bir argümantasyon ile tikel bir oditoryum
                        huzurundaki bir argümantasyon arasında bir fark olmadığını öncelikle
                        belirtir: Konuşmacı, dinleyicilerin başlangıçta kendisine hak verdiği
                        şeylere dayanmalıdır 574 . Dolayısıyla her argümantasyon, davranışların
                        ve kanaatlerin mevcut durumuna bağlanır. Bu, hem daha önceki tartış-
                        malarda ele alınan analitik etik teorileri hem de Habermas’ın ve Loren-
                        zen / Schwemmer’in teorileri çerçevesinde elde edilen, her argümantas-
                        yonun tarihsel ve sosyal bir bağlamda gerçekleştiğine dair anlayışla ör-
                             575
                        tüşür.  Bununla birlikte, evrensel oditoryum huzurundaki argümantas-
                        yon, konuşmacının bu bağlantı noktalarından herkesin hemfikir olabi-
                        leceği tezlere ulaşmaya çalışması noktasında tikel bir oditoryum huzu-
                        rundaki bir argümantasyondan farklılaşır.

                            Fakat, bu şekilde bu sorun çözülmekten ziyade adlandırılmış olur.
                        Kesin olarak gerekçelendirilmiş bir uzlaşmaya götüren bir yol hala ta-
                        yin edilmiş değildir. Aksine, argümantasyonun tarihsel ve toplumsal bir
                        bağlamına gömülü olması, daha ziyade, konuşmacıların çoğu zaman bir





                        573   Bkz. Ch. Perelman, a.g.e., S. 158; Ch. Perelman, Evidence et Preuve, S. 33.
                        574   Bkz. Ch. Perelman, a.g.e., S. 141; ayrıca bkz. Ch. Perelman, Les cadres sociaux
                            de l’argumentation, S. 125.
                        575   Ch. Perelman, Fünf Vorlesungen über die Gerechtigkeit, S. 158 vd.

                                                                                        197
   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204