Page 214 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 214

HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ

                        çalışılırken mantıksal inceleme ile ampirik inceleme arasında kesin bir
                                                 24
                        biçimde ayrım yapılamaz.  Bu nedenlerden dolayı Habermas, “olası
                        kavrama süreçlerinin genel ve kaçınılmaz ön koşullarının yeniden in-
                            25
                        şası”  için “evrensel pragmatik” ifadesini önerir. Bu ifade, yanlış anla-
                        maları önlemeye daha uygun olduğu için tercih edilir. Böylece, dör-
                        düncü gerekçelendirme yöntemi “evrensel pragmatik” olarak adlandırı-
                        labilir.

                            Bu akıl yürütme biçiminin daha zayıf bir şekli, (1) belirli kuralların
                                                                     26
                        geçerliliklerinin belirli söz edimleri için kurucu  olduğunu ve (2) özel-
                        likle insani olarak gördüğümüz davranış kalıplarını bırakmadan bu söz
                                                                         27
                        edimlerinden vazgeçilemeyeceğini göstermektedir.  Bu tür söz edim-
                        leri arasında iddia etmek de yer alır.

                            Bu gerekçelendirme yöntemi çok sayıda sorun yaratır. Bu, yalnızca
                        hangi kuralların “olası kavrama süreçlerinin genel ve kaçınılmaz ön ko-
                        şulları” karakterine sahip oldukları, hangi kuralların hangi söz edimleri
                        için kurucu oldukları veya hangi söz edimlerinin özellikle insani davra-
                        nış kalıpları için gerekli oldukları meselesi değildir. Aynı zamanda bu
                        tür bir gerekçelendirmenin bilim teorisine göre tamamen mümkün olup
                        olmaması meselesidir. Mantıksal-ampirik tutumlar ile transandantal-
                        felsefi tutumlar arasındaki eski tartışmanın yeni bir biçimi olarak görü-
                                                                   28
                        lebilecek bu ihtilaf burada ele alınmayacaktır.  Sadece, bu tartışmadaki
                        kutupların artık net bir şekilde var olmadıklarını belirtmek gerekir. Be-
                        lirli kuralların dilsel iletişimde genel ve zorunlu olarak varsayıldığı ya
                        da özellikle insan davranışları için kurucu olduğu gösterilebilirse, böy-



                        24    Habermas, a.g.e., S. 203 vd.
                        25    Habermas, a.g.e., S. 198. Böyle bir rasyonel yeniden inşa hakkında bkz. Haber-
                            mas, a.g.e., S. 183 vd.
                        26  Bu kavrama ilişkin olarak bkz. R. Searle, Speech Acts, S. 33 vd.
                        27    Bkz. J. R. Searle, a.g.e., S. 186, Dn. 1.
                        28    Daha önce de çokça alıntılanan “Dil Pragmatiği ve Felsefe (Sprachpragmatik
                            und Philosophie)”de yer  alan Apel’in, Habermas’ın, Kanngießer’in,  Sch-
                            nelle’nin ve Wunderlich’in makaleleri için bkz. K.-O. Apel (Ed.), Sprachprag-
                            matik und Philosophie, Frankfurt a. M. 1976.


                        212
   209   210   211   212   213   214   215   216   217   218   219