Page 32 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 32
GİRİŞLER
Bazı hâkimler, bu psikolojik tepkiyi etkisiz hâle getirmek için sadece kararlarını değil ay-
nı zamanda kararın kısa açıklamalarını da girişe dâhil etmek isterler. Bu, yalnızca okuyucu-
yu kararın nedenleri olduğu konusunda temin ettiği için değil aynı zamanda bağlamı zengin-
leştirdiği ve sorunlara kesinlik kazandırdığı için de yararlı olabilir. Ancak tehlikeli de olabi-
lir. Çok kısa açıklamalar vermek sorunları aşırı basitleştirebilir veya rahatsız edici derecede
üstünkörü görünebilir. Açıklamaların genişletilmesi ise uzun (ve muhtemelen ikna edici
olmayan) bir analiz ile girişin boğulmasına neden olabilir.
Sözlü kararlara uygulanması durumunda, kararın nereye konulacağı sorusu daha da zor-
laşmaktadır. Bazı hâkimler, karar ortaya konulduğu takdirde kaybeden tarafların dinlemeyi
bırakacağını, bazıları ise ortaya konulmadığı sürece tarafların dinlemeyeceğini savunurlar.
Bazıları yöntemin ceza davalarında işe yaradığını, diğerleri ise ceza davalarında asla kulla-
nılmaması gerektiğini savunur.
Bu tartışma bize öncelikle gerekçeli karar yazmanın sadece hukuki mantığı değil aynı za-
manda psiko-mantığı da gerektirdiğini göstermektedir. Yazmayı sadece keşif olarak değil
kararın verilmesi olarak düşünmek, onun bir izleyici kitlesi üzerindeki etkisini düşünmektir.
Etkilerinin tahmin edilemez olduğunu söyleyebiliriz. Depremler de öyledir ama yine de
onları tespit etmek ve onlara hazırlanmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yararlı bir alış-
tırma, vardığınız sonucu başta açıklayabileceğiniz veya açıklayamayacağınız izleyicileri
hayal etmektir. Bunu yapmak, yazma psikolojisine duyarlılığınızı artıracaktır. Uygulamada
temel konu, her durum için bir formül benimsemek değil her durumda en önemli hedef kit-
lenizin veya kitlelerinizin özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaktır. İşte sizin için yarar-
lı olabilecek bazı sorular:
• Kararımı önceden belirtmem kaybeden taraf için nedenlerimi açıklığa kavuşturma-
ma yardımcı olur mu?
• Bunu yapmanın izleyici kitlesi üzerinde olumlu veya olumsuz bir psikolojik etkisi
olacak mı?
• Kararım (birçok aile davasında olduğu gibi) girişte açıkça ifade edilemeyecek kadar
ayrıntılı mı?
• Kararım (birçok sorun ve alt sorun mevcutken olduğu gibi) giriş bölümünde açıkça
ifade edilemeyecek kadar karmaşık mı?
• Otoriter mi yoksa iş birlikçi bir tavır mı oluşturmak istiyorum?
Bu kitabın ilerleyen bölümlerinde üslupla ilgili soruları ayrıntılı olarak ele alacak olsak da
bunlardan birkaçı girişlerdeki güvenilirlikle sıkı şekilde ilgilidir. En belirgin soru tamamen
önemsiz görünebilir: “Bu gerekçeli karar boyunca taraflara nasıl hitap edeceğim ve kendimi
nasıl adlandıracağım?” Taraflar için birçok seçenek ortaya çıkar ancak temel ayrım hukuki
statü (sanık) ile isim (John Smith veya Bay Smith) arasındadır. Bunu yapmak her zaman
mümkün olmamakla birlikte isimleri kullanmak tarafları ve süreci insanileştirir, okurlara
yazarların gerçek insanları gözlemlediklerine dair güvence verir ve dolaylı olarak da yazarı
insanileştirir. Kullanılması durumunda isimler çoğu durumda nispeten resmî olmalıdır (ör-
neğin Bayan Fong) ve hitap şekli tüm taraflar bakımından tutarlı olmalıdır. Unvanlarda da
tutarlı olunmalıdır. Bir yerde isim kullanmak ve diğer bir yerde ise kişinin hukuki statüsünü
13