Page 188 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 188

8.6 Friedrich Carl von Savigny’de Volksgeist ya da Milletin Ruhunun bir İfadesi Olarak Ortak Hukuki
                         Kanaatler                                                           173
                         olarak  bilinmediği  dönemde  kendisine  Chicago  Üniversitesinde  matematik  profesörü
                         olarak görev alması teklif edildi. Teklif, gerçekten de cazip bir teklif olarak görülüyor-
                         du. Nash, herkesi şaşırtarak kendisine Antarktika İmparatoru olması için davet geldiğini
                         açıklayarak  teklifi  geri  çevirdi.  Princeton’da  ayrıca  Papa  XXIII.  John’un  anlatıldığı
                         yakın  tarihli  bir  Life  dergisinin  kapağında  aslında  tasvir  edilenin  kendisi  olduğu  gibi
                         garip bir iddiada da bulunmuştu. Ancak Nash, düşüncesini açıklarken nereden bu sonu-
                         ca vardığına ilişkin gösterdiği nedenler dinleyicilerini ikna edememişti: “John”un papa-
                         lık yüksek makamına verilen isim olduğu Papa XXIII. John’un aksine, “John” ismi, ona
                         doğumunda verilen gerçek ismiydi. Ayrıca 23 sayısı, her zaman asal sayılar arasında
                         Nash’in kişisel favorisi olmuştu. Bu nedenle, Life dergisinin kapağındaki resim, Nash
                         için yalnızca kendisinin doğru bir şekilde deşifre edebileceği şifreli bir mesajı içeriyor-
                         du.
                            Nash’in sanrıları, ortak kabul, tanıma ya da bu etkiyi doğuracak bir dizi karşılıklı
                         beklenti  olduğuna  dair  teamüli  ölçütleri  karşılar  şekilde,  Princeton  Üniversitesindeki
                         matematikçiler ve bilim insanları topluluğu tarafından gerçekten de geçerli olarak kabul
                         edilmiş olsaydı, bu olgu, Nash’i Antarktika İmparatoru yapar mıydı? İddiasının kurum-
                         sal ön koşulları da yerine getirilmediği sürece kesinlikle hayır. Antarktika’nın hukuki
                         statüsüne ilişkin uluslararası devlet antlaşmalarında yeterli kurumsal destek bulunmak-
                         sızın,  Nash’in  kendi  kendini  tanımlaması,  iddialarının  Princeton’daki  bilim  camiası
                         üyeleri arasında ne kadar yaygın olarak kabul edildiğine veya reddedildiğine bakılmak-
                         sızın, yalnızca büyük bir yanılsama örneği olarak kabul edilecektir. Dolayısıyla yalnızca
                         toplumda var olan bir dizi karşılıklı beklentiye yapılan atıf, kavramın arkasındaki ku-
                         rumsal öncüllerin söz konusu iddiayı desteklemek için mevcut olmaması durumunda,
                         bazı sosyal olguların hukuki niteliğini güvence altına almak için yeterli değildir.
                            Böylece, kurumsal terimi genel felsefede ve hukuk alanında biraz farklı bir anlam
                         kazanmaktadır.  Felsefede,  bir  kurumsal  olgu,  belirli  sosyal  olguların  teamüli  öneme
                         sahip olarak ortak kabulü veya tanınması olarak kolektif yönelimselliğin varlığını ifade
                         eder. Karşılıklı beklentiler ve (muhtemelen) iş birlikçi eğilimler terimleri de kullanılabi-
                         lir ve bu da, aşağıdaki akıl yürütme hattına yol açar: koşula bağlı, ortaklaşa sahip olunan
                         inanış  ya  da  kavrayış  olan  “x’i,  A’nın  bildiğini  B’nin  bildiğini  A’nın  bildiğini  B’nin
                         bildiğini A (ve bu şekilde sonsuza kadar gidiyor) bilir”. Hukuki argümantasyonda, bir
                         kurumsal  olgu  (esas  olarak),  anayasa,  mevzuat,  hazırlık belgeleri,  emsal  kararlar  vb.
                         toplumda biçimsel olarak hukuki güce sahip olduğu kabul edilen sosyal olgular anla-
                         mında,  formel  teamülleri  ifade eder.  Hukukun  bu  tür  kurumsal  kaynaklarına,  modern
                         hukuk düşüncesinde kurumsal olmayanların ya da toplumsal olanların pahasına yapılan
                         vurgu, hukuk analizinde teamüli öncüllerin kullanımını anlaşılır biçimde azaltmaktadır.
                         Bu nedenle, hukuki teamülcülüğün köklerinin on dokuzuncu yüzyıldaki tarihsel hukuk
                         okulunun yazılarında aranması gerekir.


                         8.6  Friedrich Carl von Savigny’de Volksgeist ya da Milletin
                              Ruhunun bir İfadesi Olarak Ortak Hukuki Kanaatler


                         8.6 Friedrich Carl von Savigny’de Volksgeist ya da Milletin Ruhunun bir İfadesi Olarak Ortak Hukuki Kanaatler
                         Toplum temelli örf-âdet hukukunun biçimsel olarak geçerli mevzuata üstünlüğü, yazıla-
                         rı Almanya’da tarihsel hukuk okulunun doğmasına neden olan Friedrich Carl von Sa-
   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193