Page 236 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 236
11.2 Hukukun Mümkün Olan Tüm Üst Kuramlarının Reddi: Kadı Adaleti, Alman Serbest … 221
Schmitt’e hem de hukuki pozitivistlere göre, toplumdaki nihai güç egemen hükümdarın
iradesinden kaynaklanmakla birlikte, egemen kavramı iki düşünsel gelenek içinde farklı
terimlerle tanımlanmaktadır. Schmitt’e göre egemen, hukuki pozitivistlerin ileri sürdüğü
gibi, mutlaka ulusal Parlamento olmak zorunda değildi. Aksine egemen, olağanüstü hâl
9
ilan etme yetkisine sahip olan tek kurumdur: “Egemen istisnaya karar verendir.”
Schmitt, hukuk ve devlet kavramını, toplumsal sözleşme, hukukun üstünlüğü altında
egemenlik ve parlamento tarafından yapılan mevzuat fikirlerinin temel bir konuma
sahip olduğu geleneksel pozitivist kuramdan uzaklaştırmaya çalışmıştır. Schmitt, hu-
10
kuki üst kuramların, kendisinin kararcı hukuk ve toplum anlayışındaki etkisinden ka-
çınmış olsa da, politik felsefesini çeşitli toplumsal, siyasal ya da ideolojik üst kuramlar-
dan kurtaramamıştır. 1933 yılından bu yana Üçüncü Reich’in hizmetinde çalışan Sch-
mitt, ideolojik üst anlatıların hukuk, toplum ve siyaset üzerindeki etkisinden arınmış
olduğu pek iddia edilemeyen Nasyonal Sosyalist ideolojinin nihai başarısına olan inan-
cını korumuştur. Hâliyle, Nasyonal Sosyalist ideoloji; Blot und Boden (“kan ve toprak”)
ideolojisi, Führer’in iradesinin hukuk gücüne sahip olduğu Führerprinzip (Führer İlke-
si) veya Führerbefehl (Führer Emri) ideolojisi ve diğer ırklar karşısında Aryan (Hint-
Avrupa) ırkının mutlak Herrschaft’ı (Hâkimiyeti) ve ayrıca Nasyonal Sosyalizmin diğer
dogmaları gibi toplumsal düzenin bir dizi sözde bilimsel üst anlatısına dayanıyordu.
11
Schmitt’ten önce Jean Bodin (1530-1596) ve Thomas Hobbes (1588-1679) hukukun
12
ve insan toplumunun radikal biçimde kararcı bir anlatısını savunmuştu. Schmitt’in
hukuk anlayışının arkasında Friedrich Nietzsche’nin felsefesinin de etkisi görülebilir.
13
Schmitt’in hukuk felsefesinin odak noktası, kanunun nasıl anlamlandırılacağı ve yorum-
lanacağı ya da hâkimin hukuki takdir yetkisine getirilen sınırlamalar değil, kurucu hu-
kuk ve egemen kavramı sorularıydı. Bu nedenle Schmitt’in hukuk anlayışına daha ay-
rıntılı olarak girmeyeceğim. Bunun yerine, hukuk ve toplum konusunda kararcı bir
görüş için iki adayı, yani Thomas Wilhelmsson ve Martti Koskenniemi’yi değerlendire-
ceğim.
9 Schmitt, Political Theology, s. 5. Karşılaştırma için ayrıca: “Bütün kanunlar ‘durumsal kanun’dur.
Egemen, durumu bütünlüğü içerisinde üretir ve garanti eder. Bu son karar üzerinde tekeli vardır.
Burada, hukuken doğru olarak tanımlanması gereken, zorlayacak ya da yönetecek tekel olarak de-
ğil, karar verecek tekel olarak devletin egemenliğinin özü yer alır. İstisna, devletin otoritesinin özü-
nü en açık şekilde ortaya koymaktadır. Karar burada hukuki normdan ayrılır ve (paradoksal olarak
formüle etmek gerekirse) otorite, hukuku üretmek için hukuka dayanması gerekmediğini gösterir.”
Schmitt, Political Theology, s. 15.
10 Weimar Anayasası’nın 48. maddesine göre, Cumhurbaşkanına, devletin toplumsal huzursuzluğa
düşmesi durumunda genel düzeni ve güvenliği sağlamak üzere olağanüstü hâl ilan etme hakkı ve-
rilmiştir. Olağanüstü hâl, Weimar cumhuriyeti döneminde, yani 1919-1924 ve 1930-1932 yıllarında
iki kez ve daha sonra Şubat 1933 yılında Berlin’deki Reichstag binası yangınından sonra ilan edil-
miştir. Tuori, “Carl Schmitt ja vastavallankumouksen teoria” (“Carl Schmitt ve Karşı Devrim Ku-
ramı), s. 15-16; Medina, “Decisionist Philosophy of Law”, s. 185.
11 1936 yılından sonra, Schmitt, Nasyonal Sosyalist hareket içinde gözden düşmüş, ancak bağlantıları
sayesinde Berlin’de hukuk profesörü olarak kürsüsünü korumuştur.
12 Schmitt, Über die drei Arten des rechtswissenschaftlichen Denkens, s. 22-24; Medina, “Decisionist
Philosophy of Law”, s. 184.
13 Medina, “Decisionist Philosophy of Law”, s. 184.