Page 263 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 263
248 13. Hukuk ve Metafizik
unsuru kapsayabilir: mantıksal-dilsel oluşum, normatif ontoloji ve hukukun yapısal
aksiyolojisi. Birlikte ele alındığında, hukuk evreninin “temel konularını”, yani hukuk
camiasındaki “şeylerin düzeni”nin tasarladığı şekilde hukukun ve hukuki görüngülerin
ontolojik yapısını ortaya koyarlar.
İlk olarak, hukukun mantıksal-kavramsal oluşumu, bu tür dilsel aygıtlara dayanarak
kavramsal kategoriler ve hukuki doktriner yapılara sahip hukuki görüngüleri kavramsal-
laştırmanın çeşitli yollarını içerir. Örneğin, hukukun kavramsal alanı, özellikle Wesley
Newcomb Hohfeld tarafından hukuki maliklik kavramı için ana hatlarıyla belirtildiği
üzere, karşılıklı olarak bağıntılı bir dizi hukuki hak ve ödevler ile tanımlanabilir. Hukuki
maliklik doktrini ve mülkiyete konu belirli bir nesnesinin malikinin hukuki konumu,
dört hak kavramı (hak, ayrıcalık, yetki ve bağışıklık) ve bağıntılı görev kavramları
(görev, “hak olmaması”, sorumluluk ve ehliyetsizlik) ile tanımlanabilir. Hohfeld’in
3
kavramsal şeması, hukuki bağıntılar ve hukuki karşıtlıklar kümesi şeklinde sunulabilir.
Mülkiyet ögesi x’in maliki olan A’nın hukuki konumu, A tarafından elde edilen hak
pozisyonları, sayesinde ilgili hukuk sisteminin geçerli hukuk kuralları ile tanımlandığı
şekilde, başka bir B kişisi tarafından sahip olunan karşılık gelen görev pozisyonları ile
eşleştirilen, kanunda belirtilen hak ve görevler sistemi dışında anlamsal bir referansa
sahip değildir.
Alternatif olarak, Georg Friedrich Puchta’nın hukuki kavramların soyağacı veya pi-
ramidi (Genealogie der Begriffe, Begriffspyramide) fikri, hukuk, mantık ve dilin karşı-
lıklı ilişkilerine ait son derece sistemik bir anlayış oluşturma anlamında benimsenebilir.
Son olarak, hukukun mantıksal-kavramsal yapısının temel hatlarının nasıl çizileceğine
dair üçüncü bir örnek Thomas Wilhelmsson’un hukuk doktrinindeki somut, kişi ile ilgili
ve durumsal kavramlara geçme fikridir. Örneğin, ciddi hastalık ya da işsizlik gibi bazı
vahim, beklenmedik ekonomik talihsizliklerden etkilenmiş olan bir borçlu kavramında
bu durum kişinin kendi hatası nedeniyle değildir. Wilhelmsson, hukuki analizde gele-
neksel soyut ve ilişkisel rol kavramlarının (Hohfeld ve Puchta’ya göre), ilgili hukuk
öznesinin sosyal konumunu etkileyebilecek ekonomik veya diğer hukuki olmayan ko-
şullardan kopuk borçlu/alacaklı veya işveren/çalışan imajındaki rolünü küçümsemekte-
dir.
4
Hohfeld’in karşılıklı olarak birbirine kenetlenme modelinin, ilişkisel kavramların şu
anda baskın olduğu görülse bile, hukuki görüngüleri kavramsallaştırmanın tek bir doğru
yolu yoktur.
Hukukun ontolojik bağlılıkları ve hukuki analiz, biri hukukun normatif ontolojisi al-
tında hukuki normlara ya da benzer varlıklar ile uyumlu, diğeri hukukun yapısal aksiyo-
lojisi altında hukukta doğal olarak var olan değer unsuru ile uyumlu olmak üzere iki
kategoriden oluşmaktadır. Normatif ontoloji ve hukukun yapısal aksiyolojisi konuları
hukuk alanında birbirleriyle iç içe geçmiştir.
İkinci olarak, hukukun normatif ontolojisi, hukuk alanında yer alan “şeylere”, gö-
rüngülere, olgu bağlamlarına veya varlıklara atıfta bulunarak, hukukun ontolojik bağlı-
3 Hohfeld, Fundamental Legal Conceptions as Applied in Judicial Reasoning (Yargısal Muhakemede
Uygulanan Temel Hukuki Kavramlar), s. 35 ve devamında ve özet olarak s. 36’da.
4 Wilhelmsson, Social civilrätt (Sosyal Özel Hukuk).