Page 59 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 59

44        2. Hukukun Eşbiçimli Bir Kuramı: Karşılaştırılan İki Olgu-dizilimi Arasındaki Yapısal …

                         değildir.  Aksine,  herhangi  bir  bireyin  zihinsel  durumundan  bağımsızlık  kazanmış,
                         nispeten özerk ve en azından bir dereceye kadar yerleşik bir sosyo-kültürel varoluş
                         biçimine sahiptirler.
                                          45
                            Semantik realizm, bir cümlenin ya da dilsel ifadenin doğruluk değerini, dünyadaki
                         görüngüler ya da olgu bağlamları karşısında tekabüliyet ilişkisi olarak tanımlamakta-
                         dır.  Bir  dil-dünya  tekabüliyeti  düşüncesi,  dünyanın  mantıksal  oluşumuna  ne  tür  bir
                         okuma atfedilirse atfedilsin, ikisi arasındaki eşbiçimli bir ilişkiyi ifade eder. Doğrulu-
                         luğun  tekabüliyet  kuramına  göre,  Ludwig  Wittgenstein’ın  Tractatus Logico-
                         Philosophicus’unda  ortaya  konan  ontoloji,  Erik  Stenius’un  derinlikli  analizinde  bir
                         olgu bağlamının içsel kategorik yapısı ve dışsal biçimlendirme yapısı açısından tanım-
                         landığı şekliyle ontolojik referans olarak işlev görebilir. Ontolojik realizme ek olarak
                         Wittgenstein’ın Tractatus’u aynı zamanda, semantik bir doğruluk anlayışına adanmış-
                         tır.
                            Buna göre, bir dilsel iddia, ancak ve ancak dil dışındaki dünyada geçerli olan olgula-
                         ra  karşılık  gelmesi  durumunda  doğrudur.  Ontolojik  realizmin  temel  taahhütleri  ile
                         uyumlu olarak, dünyadaki bir olgu bağlamının varlığı, duyu verilerinin özel içeriğinden,
                         zihinsel durumlardaki akıştan veya bireysel bir öznenin belirli saiklerinden bağımsız bir
                         konu  olarak  ele  alınmaktadır.  Dilin,  “sözcüklerini”  ya  da  kavramsal  kategorilerini  ve
                         dünyanın “şeylerini” ya da görüngülerini birbirine bağlayan şeyin ne olduğu konusun-
                         daki temel meseleye gelince,  bu konuda semantik doğruluk anlayışı, ikisi arasındaki
                                                 46
                         yapısal benzerliğin bir eşbiçimli ilişkisine göndermede bulunur.


                         2.6  Alfred Tarski’nin Semantik Doğruluk Kuramı

                         2.6 Alfred Tarski’nin Semantik Doğruluk Kuramı
                         Polonyalı  ünlü  mantıkçı  Alfred  Tarski’ye  (1901-1983)  göre,  S  iddiasının  doğruluğu,
                                                   47
                         aşağıdaki şekilde tanımlanabilir :
                            “S, ancak ve ancak p ise doğrudur”,
                         Burada “S” bir cümlenin adıdır ve “p”, S cümlesinin önerme içeriğidir. Sonuç olarak,
                         “kar beyazdır” cümlesi, ancak ve ancak kar beyazsa doğrudur. Ayrıca “Schee ist weiss”
                         (Almanca), “La neige est blanche” (Fransızca) ve “Lumi on valkoista” (Fince) cümlele-
                         ri,  ancak  ve  ancak  kar  beyazsa  doğrudur.  Başka  bir  deyişle,  cümle,  ancak  ve  ancak
                         önerme  içeriğinde  tasvir  edilen  olgu  bağlamının  dünyada  geçerli  olması  durumunda
                         doğrudur. Tarski’nin doğruluk tanımı, bir cümlenin sözü veya adı (= S) ile kullanımı
                         veya önerme içeriği (= p) arasında yapılan ayrıma dayanır.


                         45   Niiniluoto da Popper’ın Üçüncü Dünyası’na ait varlıkları kendi realist ontolojisine kabul etmekte-
                            dir. Niiniluoto, Critical Scientific Realism, s.23.
                         46   Karşılaştırma  için:  Foucault,  Les Mots et les choses.  Une  Archéologie des sciences humaines;
                            Foucault, L’Archéologie du savoir (Bilginin Arkeolojisi).
                         47   Tarski, “The Concept of Truth in Formalized Languages” (“Biçimsel Dillerde Doğruluk Kavramı”),
                            s. 155: “(1) doğru bir cümle, işlerin durumunun böyle ve böyle olduğunu söyleyen ve işlerin duru-
                            munun gerçekten de böyle ve böyle olduğu bir cümledir” (...) “(2) x, yalnızca p ise doğru bir cüm-
                            ledir.” (İtalik yazılar orijinal metindir.) - Karşılaştırma için: Anderson, “Alfred Tarski (1901-1983),
                            Alonzo Church (1903-1995) ve Kurt Gödel (1906-1978)”, s. 125.
   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64