Page 104 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 104
2.6 Adalet Kuramlarında Tartma Örnekleri 85
Norveçli hukukçu Torstein Eckhoff bir başka önemli soruyu tartışmıştır: İlgili niteliklere
(meziyetler, ihtiyaçlar vb.) sahip olmak ile her bir kişiye verilen pay arasında nasıl bir ilişki
olmalıdır? Aşağıdaki ihtimaller dikkate alınabilir (Eckhoff 1971, 44 ve devamı):
a. Değerlerin dağılımı; meziyetler, yapılan işler, ihtiyaçlar vb. ile orantılı olarak nicel
bir şekilde kademelendirilebilir.
b. Alıcılar, hak sahibi olanlar ve hak sahibi olmayanlar olmak üzere iki sınıfa ayrılabi-
lir. Bir kişi hak sahibiyse, yeterince büyük ihtiyaçları, meziyetleri vb. varsa, malların
dağıtımına katılacaktır; aksi takdirde katılamaz.
c. Yapılan işlere, ihtiyaçlara, meziyetlere vb. dayalı bir alıcılar hiyerarşisi belirlenebilir.
Hiyerarşide daha yukarıda olan bir alıcı, söz konusu malları daha erken alacaktır.
Ancak mallar bittiğinde herkes eşit miktarda mal almış olacaktır. Hiyerarşide daha
aşağıda olanlar hiçbir şey almayacaklardır.
Bu çözümlerin her biri savunulabilir. Ancak bu doğrultudaki argümanların çoğu çe-
şitli hususların tartılması ve dengelenmesini işaret etmektedir. Örneğin bazı malların
alıcılarının sadece iki sınıfa ayrılmasını desteklemek için ihtiyaçlar, meziyetler vb. ile
orantılı bir nicel dağılımı seçmek yerine, yoksulların refahının, oransal dağılıma ilişkin
tüm nedenlerden daha büyük bir ağırlığa sahip olduğu iddia edilebilir.
Torstein Eckhoff (1971, 38 ve devamı) ayrıca aşağıdaki eşit ağırlık ilkelerini tartış-
mıştır:
1. İyiye iyilikle karşılık verilmelidir.
2. Kötülüğe kötülükle karşılık verilebilir.
3. Verilen zarar telafi edilmelidir. (Ancak haksız fiil hukukundaki hususların en uygun
dengesi, karmaşık bir tartma sorunudur; karşılaştırma için: Hellner 1972, 304 ve de-
vamı).
4. Bir kişi tarafından çıkarlarına ayrıcalık tanınan bir başka kişi, ayrıcalık tanıyanın
kendisine birtakım külfetler yüklediğini de kabul etmelidir.
Bu tür karşılıklılık ve denge ilkeleri, denkleştirici adalet olarak adlandırılan kavramı
ifade eder. Bu tür ilkelerin başka örnekleri düşünülebilir:
5. Hiç kimse, kendisine, bir başkasının daha büyük bir değer kaybetmesine yol açacak
bir değer atfetmemelidir (karşılaştırma için: ayrıca bkz. von Wright 1963, 207 ve de-
vamı).
Avantajlar ve dezavantajlar arasında denge kurulmasını gerektiren ilkeler de önerile-
bilir (karşılaştırma için: ör. Tammelo 1977, sayfa 9, 39 ve 54).
6. Çıkarlarına bir eylemle ayrıcalık tanınan bir kişi, o eylemin maliyetlerini de üstlen-
melidir: “Her faydanın bir de yükümlülüğü vardır” (ubi emolumentum ibi onus; kar-
şılaştırma için: ör. Esser 1964, 99, not 43).
7. Hiç kimse kendi yanlışından fayda sağlamamalıdır (karşılaştırma için: ör. Esser
1964, 99).
Bazı adalet ilkelerini analiz etmek daha zordur. Sadece bir örnekten bahsetmek isti-
yorum:
8. Suç ve ceza arasında makul bir orantı olmalıdır.