Page 108 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 108
2.6 Adalet Kuramlarında Tartma Örnekleri 89
üretim sistemi olduğunu varsayalım. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, kişi bu
toplumun aşağıdaki pasta dağılım şekli ile karakterize edilen iki alternatif yapılanması
olan I ve II arasında bir seçim yapmak durumunda olsun:
I. A, 5 pasta alır. B, 6 pasta alır. C, 7 pasta alır.
II. A, 4 pasta alır. B, 8 pasta alır. C, 16 pasta alır.
Rawls I’i seçecek, böylece en az avantajlı durumda olan A’nın en büyük faydayı
edinmesini sağlayacaktır. Ancak iyi bir yaşam standardı için hâlihazırda 4 pasta yeter-
liyse neden A’ya 4 pasta yerine 5 pasta verebilmek için üretimin 28 pastayla değil de 18
pastayla sınırlandırılması gerektiği hiçbir şekilde açık değildir.
Genel olarak “Rawls’un ilkelerinin durumu en kötü olan kişinin konumuna absürt
bir ilgi gösterdiği ve kabul edilemez şu sonuçları olduğu söylenebilir: en kötü durum-
da olanlar aynı seviyede olduğu sürece, iki sistemden birinde en kötü durumdakiler
haricindeki insanlara diğer sistemdekinden çok daha iyi davranıldığında, bu iki sistem
arasında ilkeler farksız olacaktır. En kötü durumdaki kişinin konumunu bir miktar
iyileştirdiği sürece, ilkeler, en kötü durumdakiler dışındaki çok sayıda kişiyi büyük
ölçüde olumsuz etkileyen bir sistemi tercih edecektir” (Pettit 1980, 177). “Rawls
yalnızca mazlumla ilgilenirken, adalet herkesle ilgilenir ve yalnızca minimum getiriyi
değil tüm getirileri de maksimum düzeye çıkarmaya çalışır”; Lucas 1980, 67. Rawls
şunu söyleyerek yanıt vermektedir: “Yasa koyucuların ve hâkimlerin ayrıcalıkları ve
yetkileri, diyelim ki daha az ayrıcalıklı olanların durumunu iyileştiriyorsa, bunların
genel olarak yurttaşların durumunu da iyileştirmesi muhtemeldir. Diğer adalet ilkele-
rinin yerine getirilmesi şartıyla, zincirleme bağlantılar çoğu zaman doğru olabilir”
(Rawls 1971, 82). Aksi görüşü ispatlamaya yönelik bu ifade, kuramı kurtarmak için
özel olarak tasarlanmış, duruma özgü bir gözleme dayalı bir hipotezden ibarettir. Bu
hipotezin doğru olduğu varsayımında bulunulmasını sağlayacak gözleme dayalı ba-
ğımsız nedenler yoktur.
Gerçekten de Rawls’un ilkelerinin değerinin salt gözleme dayalı yollarla belirlenme-
si pek mümkün değildir. Kanaatime göre rekabet hâlindeki adalet ilkeleri arasında yapı-
lacak herhangi bir seçim yalnızca gözleme dayalı bilgiyi gerektirmekle kalmaz aynı
zamanda bu ilkelerin uygulanmasının yaratacağı risklerin ve kazanımların da tartılması-
nı gerektirir.
5. Rawls’un ikinci adalet ilkesine göre dağıtılması gereken “birincil değerler” listesi
belirsizdir. İkinci ilke yeniden dağıtımı veya birincil değerleri gerekçelendirmek için
tasarlandığından bu önemlidir. Bir kişinin organları, örneğin gözleri ve böbrekleri bi-
rincil değer midir? Eğer öyleyse başkalarını kurtarmak için yeniden dağıtılabilirler
mi? Dağıtılamazlarsa, neden? (Simmonds 1986, 46 ve devamı; karşılaştırma için:
Pettit 1980, 170 ve devamı). Hangi menfaatlerin birincil olduğunu ve hangilerinin
birincil olmadığını belirlemek için elbette çeşitli hususların tartılması ve dengelen-
mesi gerekir.
6. Rawls’un kuramından, birinci ilkenin genel olarak özgürlüğe değil, yalnızca bazı
bireysel özgürlüklere uygulanabilir olduğu sonucu çıkmaktadır. Peki yalnızca bu te-
mel özgürlüklerin seçimini haklı çıkaran nedir? Bu sorunun yanıtlanması için birden
fazla düşüncenin tartılması ve dengelenmesi gerektiği açıktır.