Page 136 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 136

3.3 Hukuki Rasyonellik ve Hukuk Paradigması                         117

                         da gerçekleşir. Ancak bilimsel devrimin “büyük bir değişiklik olması şart değildir” ve
                         devrim “daha küçük ölçekte düzenli olarak gerçekleşir”, Kuhn 1970, 180-181.
                            Imre Lakatos’a göre (1970, 132 ve devamı), belirli bir araştırma programı (bir dizi
                         kuram),  bazı  merkezi  önermeler  (örneğin  görelilik  kuramının  temel  ögeleri)  de  dâhil
                         olmak üzere katı bir çekirdeğe sahiptir. Çekirdek, yardımcı hipotezlerle korunur. Dola-
                         yısıyla kişi, karşı örnekleri hiçbir zaman katı çekirdeğe yöneltmemeli, sadece yardımcı
                         hipotezlere  yöneltmelidir.  Dolayısıyla  çekirdeğin  Lakatos’un  kuramında  oynadığı  rol,
                         paradigmaların Kuhn’un sisteminde sahip olduğu role benzerlik göstermektedir.
                            Bir araştırma programı, ampirik içeriği giderek artan ve giderek daha fazla gözlemi açık-
                         layan kuramları sürekli olarak üretiyorsa verimli (“ilerici”) olur. Dejeneratif bir araştırma
                         programı ise bunu yapamaz hâle gelir. Böyle bir durumda, program genellikle yerini başka
                         bir katı çekirdeğe sahip bir başka programa bırakır. Klasik fizik böylece 19. yüzyılın sonun-
                         da  duraklamaya  girmiştir.  Görünüşe  göre  tüm  sorular  çözülmüş  ve  yeni  kuramlar  ortaya
                         çıkmamıştır. Bir süre sonra, görelilik temelinde yeni bir fizik kuramına yerini bırakmıştır.
                            Bu çalışmada, farklı bilim kuramları arasındaki tartışmalarla ilgili bir pozisyon be-
                         nimseme imkânım ve bunu yapmamı gerektiren bir neden yok. Bunların her biri sağlam
                         bir çekirdeğe de sahip olabilir. Dolayısıyla her birinin bir hukuk kuramcısına neler öğre-
                         tebileceğini incelemek istiyorum.


                         3.3.3 Bilim Kuramı ve Hukuki Muhakeme

                         Bilim kuramı, diğerlerinin yanı sıra, hukuki öncüllerin kesin, ön varsayılmış, kanıtlan-
                         mış veya başka bir şekilde makul olarak nitelendirilebileceği fikrini açıklığa kavuştur-
                         mak için kişinin hukuki muhakemeyi anlamasına ve derinlemesine bir şekilde gerekçe-
                         lendirmesine yardımcı olmaktadır. Ancak bu faydaları elde etmek için bilim kuramının
                         uygulanabilir tezlerinde bazı değişiklikler ve genellemeler yapmak gereklidir. Hukuki
                         muhakemenin bazı özellikleri nedeniyle, bilim kuramının hukuki muhakemeye harfiyen
                         uygulanması verimsiz olacaktır. Çünkü, diğer nedenlerin yanı sıra, bilim, olgusal ger-
                         çeklerin  gerçek  bir  şekilde  tanımlanmasını  amaçlamaktayken  hukuki  muhakemenin
                         amacı daha karmaşıktır. Ayrıca doğa bilimi, en azından zaman ve mekâna göre değişik-
                         lik göstermez, hukuk ise belirli bir topluma bağlıdır.
                            Değiştirilmiş bilim kuramı, her şeyden önce, hukuk öğretilerine verimli bir şekilde
                         uygulanabilmektedir. Muhakeme yöntemleri hukuk öğretisindeki yöntemlere bir hayli
                         benzer  olduğundan  belli  bir  dereceye  kadar  hukuk  pratiğine  de  uygulanabilmektedir;
                         karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 1.1.
                            Birbiriyle rekabet içerisindeki tüm bilim kuramları, bir dereceye kadar hukuki mu-
                         hakemenin anlaşılmasına yardımcı olabilir.
                         I.  Hukuk öğretileri, kanun hükümlerinin ve diğer yerleşik hukuki normların “hukuki
                            tümevarım” adı verilen yöntem kullanılarak genelleştirilmesinin örnekleriyle dolu-
                            dur. “Hukuki tümevarım”, aşağıdaki şekilde ifade edilebilir:

                         Öncül        C türüne ait olan c1-cn durumları P yöntemiyle ele alınmalıdır.
                         Sonuç        C tipine ait tüm durumlar (cn+1 vb.) P yöntemiyle ele alınmalıdır.
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141