Page 139 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 139

120                                          3. Hukuki Muhakemenin Rasyonelliği

                            Bir bilim insanı, gözlemsel verileri, varsayılan kuramın “sert çekirdeği” ile karşılıklı
                         olarak  uyumlu  ve  tutarlı  bir  şekilde  yorumlamaya  çalışır.  Benzer  şekilde,  bir  hukuk
                         araştırmacısı, yerleşik hukuki normları ve ilk bakışta ahlaki ifadeleri, hukukun kaynak-
                         ları ve hukuki yöntemler ile ilgili temel varsayımlarla karşılıklı olarak uyumlu ve tutarlı
                         bir şekilde yorumlamaya çalışır.
                            De Wild’a göre (1980, 55 ve devamı), bir dizi hukuksal kuram, dizi içerisindeki bir sonraki ku-
                            ramın bir önceki kuramdan daha fazla sayıda deontik uyuşmazlığı açıklığa kavuşturarak bir ke-
                            nara koyması durumunda, Lakatos’un bakış açısı anlamında ilerleyici sayılır. De Wild’ın hukuki
                            veri listesinin genişletilmesi koşuluyla, bu anlayış, yukarıda sunulanla uyumludur.
                         Bu çekirdek varsayımlar, kullanılan araştırma programını belirlemektedir. Araştırma prog-
                         ramı, giderek artan sayıda yerleşik hukuki normu, giderek artan sayıda yaygın olarak kabul
                         gören ahlaki ifadeyi ve ayrıca giderek artan sayıda, söz konusu hukuk araştırmacısı tarafın-
                         dan  onaylanan  ahlaki  ifadeyi  kapsayan  tutarlı  kuramları  sürekli  olarak  üretiyorsa  verimli
                         (“ilerici”) olur. Dejeneratif bir hukuk araştırması programı ise bunu yapamaz hâle gelir.
                            Dolayısıyla hukukun kaynakları ve hukuki yöntemlerle ilgili normlar ve diğer varsa-
                         yımlar hem bir hukuk paradigmasının bileşenleri hem de hukuk araştırmasının kuram
                         çekirdeğinin bileşenleri olarak görülebilir. Bunlardan bazıları o denli iyi yerleşmiştir ki
                         hukuk araştırması matrisinin bir bileşenini oluştururlar. Bu nedenle bunların tüm hukuk
                         araştırması programlarının kuram çekirdeklerine dâhil edilmesi gereklidir. Elbette bu tür
                         varsayımların  her  birinden  şüphe  duyulabilir.  Ancak  bu  varsayımlar  dizisinin  tümü,
                         sadece hukuk pratiğinde ve hukuk araştırmasında yerleşmiş değil, aynı zamanda hukuki
                         muhakeme kavramıyla da ilgilidir. Bu tür normlar ve varsayımlar dizisinin önemli bir
                         bölümünü eş zamanlı olarak reddedip yine de hukuki muhakeme gerçekleştirmeye ça-
                         lışmak garip olacaktır.
                            Bu varsayımlar, bir dereceye kadar, Toulmin’in bakış açısı anlamında maddi çıkarım
                         kurallarına da benzerlik göstermektedir (karşılaştırma için: 1964, 109). Mantıksal olarak
                         doğru olmamakla birlikte günlük yaşamda ön varsayılırlar. Bazı maddi çıkarım kuralları
                         olasılığa dayalıdır. Toulmin, böyle bir kurala şu örneği vermektedir: Bir kişi İsveçli ise
                         bu kişinin Katolik olmadığı neredeyse kesin olarak varsayılabilir. Bu normun nedeni,
                         İsveçlilerin %2’sinden daha azının Katolik olmasıdır. Norm, “Peterson İsveçlidir” öncü-
                         lünün  “Peterson  neredeyse  kesinlikle  Katolik  değildir”  sonucuna  destek  olarak  kulla-
                         nılmasını mümkün kılar.



                         3.3.4 Kesin Öncüller

                         Doğa  bilimleri  ile hukuk  araştırmaları  arasındaki benzerliklerin ve farklılıkların  ince-
                         lenmesi, bazı varsayımların her iki alanda da oynadığı merkezi role dikkatimizi çeker.
                         Bu nedenle her iki alan da genellikle kesin olarak kabul edilen veya en azından doğru
                         kabul edilen bazı ifadeleri içerir.
                            Kesin ve varsayılan ifadeler fikri böylelikle tartışmamızda bir kez daha ortaya çık-
                         maktadır. Hukuki muhakemeyi destekleyen öncüllerin makul olabileceğini, bu çerçeve-
                         de bunların ne yanlışlanabileceğini ne de keyfi olabileceğini daha önce iddia etmiştim.
                         Kesin, ön varsayılmış, kanıtlanmış veya başka bir şekilde makul olarak nitelendirilen
                         birçok makul öncül türü vardır.
   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144