Page 144 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 144
3.3 Hukuki Rasyonellik ve Hukuk Paradigması 125
Daha önce de belirtildiği üzere hukukçular tarafından ön varsayılmış öncüller, hukuk
paradigmasına aittir. Özel bir hukuki niteliğe sahip olmaları anlamında değil, herhangi
bir normal hukukçu tarafından karşı çıkılmamaları nedeniyle kesin öncüllerin de bu
paradigmaya ait olduğunu eklemek istiyorum. Ayrıca kesin ve ön varsayılmış öncüller
birlikte, belli bir düzeye kadar Lakatos’un bakış açısı anlamında kuram çekirdeklerine
benzerlik gösteren, yargısal kuram çekirdeğini oluştururlar. Dolayısıyla bu çekirdek,
hem hukukçular hem de ahlaki yargılarda bulunan insanlar tarafından yaygın olarak
kabul edilen bazı temel ahlaki görüşleri içerir. Ayrıca hukuki muhakemenin yürürlükte-
ki hukuk tarafından desteklendiği varsayımını da içerir. Bunun yanı sıra, hukukun kay-
naklarının otoritesi ve hukuki muhakeme normları hakkındaki temel hukuki görüşleri
içerir. Son olarak, başta hukuki güvenlik ve adalet olmak üzere, bazı temel değerlendi-
rici görüşleri içerir. Hukuki muhakeme yapmak isteyen bir kişi, aynı anda bu kuram
çekirdeğinin kapsamlı bir bölümünü sorgulayamaz.
Aynı anda geçerli kanunların, emsal kararların ve hukukun diğer önemli kaynakları-
nın kapsamlı bir bölümünden de şüphe edilemez. Dolayısıyla kişi, hukukun kaynakları-
nı hukukçuların gözlemsel verileri olarak kabul etmek istemiyorsa, yargısal kuram çe-
kirdeğinin başka bir parçası olarak kabul edebilir.
Ön varsayılmış öncüllerin hukuki muhakemedeki büyük rolü, hukuku, salt ahlaki
muhakemeden daha değişmez kılar. Ahlaki muhakeme daha akıcıdır, herhangi bir yerle-
şik paradigmaya dayanmaz.
3.3.6 Hukuki Muhakemenin Kanıtlanmış Öncülleri
“Kanıtlanmış” öncüller, tutarlı bir dizi kesin öncülden ve/veya hukuk paradigması gibi
belirli bir uygulama içinde doğru kabul edilen öncüllerden çıkar. Burada “kanıtlanmış”
sözcüğü, “mutlak, felsefi olarak sorgulanamaz bir şekilde kanıtlanmış” değil, “paradig-
ma içerisinde kanıtlanmış” anlamına gelir. Doğa bilimi kuramları dahi mutlak, felsefi
olarak sorgulanamaz bir şekilde kanıtlanamazlar.
Zararın uzaklığı sorununa ilişkin tartışılan hukuki muhakeme örneğinde, örneğin
aşağıdaki öncül kanıtlanmıştır:
(1) Tartışmasız bir hukuki norm; şimdi Haksız Motorlu bir araç ile trafikte zarara neden olan bir kişi,
Fiil Sorumluluğu Kanunu’nun 2. kısmının zararı ancak ve ancak bunun hukuki bir dayanağı
1. maddesiyle ve Araç Trafik Sorumluluğu varsa tazmin etmekle yükümlüdür.
Kanunu’nun 18. maddesiyle karşılaştırınız.
Bu öncül kanunlardan ve yerleşik yorum normlarından çıkmaktadır ve değerlendirilen ka-
nunların anayasaya uygun olarak çıkarıldığı kanıtlanabilmektedir; hukuk paradigmasında,
yerleşik yorumlama normları doğru kabul edilir ve anayasaya uyulması gerektiği varsayılır.
Dolayısıyla bir hukukçu, yargısal varsayımlara bağlılığın, belirsiz olan ahlaki değer-
leri dikkate alma gerekliliğinden kurtulmasına yardımcı olabileceğini ümit eder. Ayrıca
bunun, hukuki güvenlik yaratmanın bir yolu olduğunu ümit eder.
Ancak hukuk paradigmasını oluşturan yorumlama normlarının ve ön varsayımların
tümü, yaygın olarak kabul edilen metinlerde açıkça formüle edilmemiştir. Birçoğu örtü-