Page 150 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 150

Bölüm 4
                         Ahlaki ve Hukuki Muhakemenin Nihai Gerekçesi














                         4.1  Tutarlılık


                         4.1 Tutarlılık
                         4.1.1  İlk Düşünceler


                         Daha önce belirtildiği üzere hukuki muhakeme, makul öncüllerle desteklenir. Makul bir
                         öncül yanlışlanmaz ve keyfi değildir. Dolayısıyla bir öncül, ancak ve ancak aşağıdaki
                         koşullar yerine getirilirse makuldür:
                         1.  Öncül yanlışlanmamıştır.
                         2.  Bu öncülün mantıksal olarak yüksek düzeyde tutarlı bir dizi öncülden çıkarılmadığı
                            hipotezi yeterince doğrulanmamıştır.
                            Bu makullük tanımının bir sonucu olarak yukarıda sunulan rasyonellik kuramı, man-
                         tıksal olarak bir tutarlılık kuramına bağlıdır. Dolayısıyla gerekçelendirmenin daha fazla
                         derinleştirilmesi ve tutarlılık kavramının tartışılması gerekmektedir. Bu bölümde (4.1)
                         sunulan, bu kavrama yönelik tartışma, Robert Alexy ile birlikte ortaklaşa hazırladığımız
                         konuyla ilgili bir makaleyi yakından takip etmektedir (Alexy ve Peczenik 1989).
                            Tutarlılık fikri, uzun bir zamandır epistemolojik sorunları çözmek için kullanılabile-
                         cek  cazip  bir  araç  olarak  görülmüştür  (karşılaştırma  için:  ör.  Hegel  1970,  24).  Fikir
                         birçok farklı bağlamda uygulanabilir. Dolayısıyla bir kuram, verilerle tutarlı olabilir. Bir
                         kuram, bir diğer kuramla da tutarlı olabilir. Hukuk kuralları, ahlaki ilkelerle tutarlı ola-
                         bilir. Bir kanunun yorumlanması, ahlaki ilkelerle ve emsal kararlar gibi hukukun kay-
                         naklarıyla tutarlı olabilir vb.
                            Birçok düşünür, tutarlılığın mantıksal uyumdan daha fazlası olduğu konusunda hem-
                         fikirdir.  Bu  düşünürler  haklıdır.  Daha  kesin  bir  şekilde  ifade  etmek  gerekirse  uyum,
                         tutarlılığın  gerekli  koşuludur,  ancak  yeterli  koşulu  değildir.  Örneğin  fizik  ve  kimya
                         birbirleriyle oldukça tutarlıdır, ancak fizik ve din arasındaki karşılıklı tutarlılık düzeyi
                         daha azdır; yine de fizik ve dinin birbirleriyle çeliştikleri de söylenemez.
                            Felsefeciler, tutarlılığa yönelik kesin kavram ve ölçütler formüle etmeye çalışırken
                         büyük zorluklarla karşılaşırlar. Bu terimden tamamen kaçınma veya tutarlı bir ifadeler
                         dizisini,  metaforik  olarak  “sık  dokunmuş  bir  birim”  şeklinde  nitelendirme  eğilimleri
                         vardır vb.
   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155